Tehlikeli ülke
Gazetelerin birinci sayfasını yapmak, Kaf Dağı'nın ardındaki ejderhayı bulup getirmek gibiydi. Şimdi çağır bir ünlüyü sayfa yapsın. Gazetecilik bir zamanlar halk kokardı. Devletten beklentiler yoktu, kendi yağıyla kavrulurdu. Elleri mis gibiydi gazetecilerin, fırından yeni çıkmış ekmek kokardı.
***
Zaman çok şeyi aldı götürdü. Kabına sığmayan gazetecilik, her kalıba girdi. Şimdi hamurdan heykeller, gazeteciliğin parmakla gösterilen özel adamları. Anadan doğma bir cesareti vardı bu mesleğin. Gazeteciliğin verdiği ödünler ejderha oldu, şimdi bu mesleğin karşısına dikildi. Lüks ciplerin altında kaldı değerler. Politikacıların makas aldığı yanaklarda.
***
Bugünkü gazeteciliğin ülkeye kazandırdığı düzen, padişah modelidir. Halkın uzağında, politikacıların tuzağındaki bir model. Sorun politikacılara, "Bugünhalkiçinneyaptın?" diye. Cevapları hazırdır. "Çorabıma adımı yazdırdım, partiden yakınların çocuklarını işe aldırdım!" "İhalelere göz yumdum, müteahhitlerle kahve içtim!"
***
Peki bu düzeni sorgulaması gereken gazetecilere sorun bakalım, "Bugünhalkiçinneyaptın?" diye. Cevapları hazırdır. "Falanca yerde bedava içki içtim!" "Politikacılara yağ çektim." "Hesabıma birkaç yüz bin dolar daha ilave ettim."
***
Bir zamanlar aşkı öğreten gazetecilik, şimdi "parakazanmayı" öğretiyor. Ülkesine kefen bezi dikerken... Sudan ucuz değerlerin temsilcilerine ülkenin nimetleri sebil. Kutsal değerler, durduğu yerde yaprak dökerken...
***
Sizler böyle bir memlekette, evinize sağ salim döndüğünüze dua edin. Çocuklarınız uyuşturucuya, fuhuşa bugün de bulaşmadığı için... Sizler çok tehlikeli topraklar üzerinde yaşıyorsunuz. Çoook!