Aynı dili konuşmak!
Derginin birinde HandeAtaizi ile yapılan söyleşiyi okudum. Bildiğim gerçek, yine suratımda "Osmanlıtokadı" gibi patladı. Neydi bildiğim gerçek? İnsanın kendisine kazıkatma, olmayacak duayaamindeme gerçeği. HandeAtaizi'ye, gazeteci arkadaş soruyor: " FazılSay ile yeni bir ilişkiye başladınız. İlişkinizi nasıl tanımlıyorsunuz?" HandeHatun cevap veriyor: "Aynıdilikonuşuyorolmakdiyebiliriz." Gazeteci kızımız bu sefer de şöyle soruyor: "Ama Fazıl Say sizin yaşadığınızdünyaya çok yabancı. Bu, ilişkide sorun yaratmaz mı?" Hande bu sefer filozofça cevabı yapıştırıyor: "Evet, ben popüler kültürü temsil ediyorum, o daha sofistike bir kültürü." Böyle bir cevapla biz neyi öğrendik? Hiçbirşeyi! Öyle hiçbir şey deyip geçmeyin. Beni üzmeyin. Aslında çokşey öğrendik! Mesela neyi mi? Yeni bir ilişkiye başlayıp, sonra da neden bu ilişkinin yürümediğinin cevabını! Hem aynı dili konuştuğumuzu söyleyeceğiz, hem de farklı kültürün insanları olduğumuzu görmezlikten geleceğiz. Farklı kültürün insanları nasıl oluyor da aynı dili konuşuyor, ben onu anlamış değilim. Adam makarnayıekmeksiz yiyor, bizim kız da makarnanın yanında birsomunekmek yiyor. Şimdi gel bu durumu adamcağıza anlat sen. Hangi durumu mu? Hamurişimakarnanın,hamurişiekmeklenasılyendiğini! Hande'nin yaşadığı ilişki beni ilgilendirir mi? İlgilendirmez. O zaman beni ne ilgilendiriyor? Sizin yaşadığınız ilişkiler. O nedenle aklınızıbaşınızadevşirin sevgili okuyucularım. Hande Hatun hepimize bir ders olsun. Ayakları yere sağlam basan bir ilişkiniz olsun. Çünkü siz hovardailişkiler yaşamaya alışık değilsiniz. Hovardalık, hokkabazlık gibi bir şey. Siz, sihirdünyasının bir parçası değilsiniz. Siz bir ilişkinin parçası olmaktan ziyade, o ilişkinin sihirli olmasını istersiniz. Bakın! HandeAtaizi de zamanında annesini dinlememiş ve pişman olmuş. Oysa ki, annesi zamanında kızına ne demişti? "Bak kızım! 'O adamla evlenme' demiştim sana. Topu topu bir gün evli kalabildin. Artık evlilik sistemi çöktü, evlenmeye gerek yok. Beni dinleseydin o adamla evlenmeyip, birlikte yaşayacaktın." Eğer size de böyle akıl veren bir ananız varsa, yapacak bir şey yok. Siz, o ananın söylediklerine kulak kabartın! Peki, ben o anaya ne yapacağım? İlk gördüğüm yerde ellerinden öpeceğim! Neden mi? Çünkü kızına bu şekilde akıl veren ananın "heykelidikilir!" de ondan.