Taciz...
Küçücük, savunmasız ve emanet. Ana-babasından görmediği şefkati devletin kucağında ararken, küçülmüşlerin küçücüklere neler yapabildiğine şahit oldular. Hemdemağdursıfatıyla. Hayatın baharını yaşamak yerine güzün tek mevsim olduğu soğuk banyolarda, defalarca vücutlarının hoyratça kullanıldığına şahit oldular. Hemdemağdursıfatıyla. Avazları çıktığı kadar bağırmanın, başlarına geleni gözyaşlarına boğularak anlatmanın, aslında sesini duyurabilmek, sorunlarını çözebilmek için yeterli olmadığını öğrendiler bu yaşta. Hem de mağdur sıfatıyla. Yetkisiz yetkililerin, ardı ardına patlayan skandallara rağmen sorunları çözmek yerine sümen altı edebildiğini öğrendiler. Hem de "Haddiniaşanevcilikoyunu" söylemli, "Şovyapıyorlar" iftiralı kamera önü nutuklarla. Dilimin söylemeye varmadığını yaşanmamış sayabilir miyim? Daha 10'lu yaşların başındaki çocukların, devletin koruması altındayken, tacize, tecavüze uğradığını unutabilir miyim? Adliyenin kapısından içeri girerken objektiflerin çevrildiği küçücük, savunmasız ve hıyanet edilmiş emanetlere, "affedin bizi diye" haykırsam yanıt alabilir miyim?