"Beynelmilel" bir film
Son yıllarda inanılmaz bir atağa geçen Türk Sineması ile gurur duyuyorum. Daha düne kadar filmlerimiz sinema salonu bulamazken, bugün Amerikan filmlerine gişede nal toplatıyor. Filmlerimiz sadece gişede değil, birçok festivalde sinemamızı başarıyla temsil ediyor. Bu yıl Türk sinemasının en çok ilgi gösterdiği konulardan bir tanesi "12EylülAskeriDarbesi". "BabamveOğlum", "EveDönüş" gibi filmlerden sonra şimdi de "Beynelmilel" bu dönemi sorguluyor. "Beynelmilel"i diğer "12Eylül" filmlerinden ayıran en önemli özellik bu sorgulamayı güldürerek yapıyor olması. Yöre halkının "gevende" adını taktığı müzisyenler topluluğu 12 Eylül sonrasında asker tarafından orkestraya dönüştürülüp, kasabaya gelecek paşaları karşılamak üzere görevlendiriliyor. Nota bilmeyen, cenaze marşını anında uzun havaya dönüştürebilen, emprovize cambazı olan bu sanatçıların biraz toparlanmaları gerekmektedir. Bunu yapmakta "gevende"lerin şefi Abuzer'e düşer. Kızı Gülendam ile birlikte yaşayan Abuzer, kısa sürede bu orkestrayı adam eder. Hatta tesadüfen kızı dinlerken duyduğu "enternasyonal"i bile kendi bestelediğim marş diye tüm askerlere yutturur. Beynelmilel'de 1982 yılında Adıyaman'da bir grup yerel müzisyenin başına gelen trajikomik olaylar anlatılıyor. Film son derece etkileyici bir sahne ile açılıyor. Pavyonlar kapatıldığı için bir kamyonun arkası bu şekilde düzenlenmiş ve yerel müzisyenler sokağa çıkma yasağına rağmen şehrin civarında dolaşarak müşterilerine hizmet vermektedir. Bir muhbirin ötmesi sonucunda kamyonpavyon askerler tarafından yakalanıyor. İşte o anda "gevende"lerin bilinmeyen, 12Eylül'ün de karanlık yüzü ile karşılaşıyoruz. Geçen aylarda gösterime giren "EveDönüş" gibi "Beynelmilel" de de bir 'dönem eleştirisi' yapılıyor. İşin ilginç yanı sadece dönemin askeri yönetimi değil, komünizmle yatıp kalkan gençliği de objektif bir şekilde eleştiriyor. Filmde bu kesimi üniversite öğrencisi "Haydar" temsil ediyor. Büyük şehire üniversite okuması için gönderilmiş olan Haydar sıkı bir komünist olmuştur. Ders kitaplarının içinde "Marx"ın, "Engels"in kitapları saklıdır. Abuzer'in kızı Gülendam da Haydar'a aşıktır. Onun verdiği kitaplarla sosyalist bilince sahip olmaya çalışmaktadır. Aklını davası ile bozan Haydar da bu güzelim kıza bacı muhabbeti yapmaktadır. Abuzer'e gelince... Zavallı "gevende". Bilse başına gelecekleri hiç o "enternesyonel"i repertuvara alır mı? Hiç o eseri paşaları karşılarken çaldırır mı? Filmde bunlar gibi birçok karakter var. Ama en önemlileri onlar. Diğerleri de en az onlar kadar gerçek, onlar kadar renkli. "Beynelmilel", 12 Eylül dönemini anlatan ilk komedi filmi. Hem güldürüyor hem de düşündürüyor. Bir dönem filmi olarak gerçekten başarılı bir kara mizah örneği. Dönemin atmosferi fazlasıyla gerçekçi. Sanat yönetmeni en küçük ayrıntılarda bile ustalığını göstermiş. Senaryo son derece tutarlı. Hani ne bir eksik ne bir fazla. Muharrem Gülmez ve Sırrı Süreyya Önder'in yönetmen olarak sinema dilleri biraz klasik olmakla birlikte başarılı. Filmin en başarılı tarafı ise cast çalışması. Kariyerinde ilk kez başrol üstlenen Cezmi Baskın oyunculuğunu adeta konuşturuyor. Bu oyuncumuza yeni imkanlar tanındığında eminim sinemamız yeni bir yıldız oyuncu daha kazanmış olacak. Ve Gülendam'ı duyarak oynayan Özgü Namal. Bu filmle de rüştünü bir kez daha ispat etti. O Türk sinemasının genç yüzü olabilecek birkaç yetenekten birisi olduğunu bir kez daha gösterdi. Herkesefarklışeylervaadeden"Beynelmilel"iizlemeniziöneririm.