Sahada Rakip, Saha Dışında Dosttuk Türk Futbolu'nun temel direği olan 3 büyük kulüp... Ne mutlu ki bu büyük kulüpler sırasıyla 100. yıllarını kutladılar. Fenerbahçe'nin böyle bir onuru yakalaması Türk futbolu ve dünya futbolu adına son derece önemli bir durum. Bu onura dünyada zaten çok az kulübün sahip olduğunu da düşünürsek hiç de küçümsenmeyecek bir başarı... Zira böylesine 100. yılı deviren kulüplerde mutlak suretle uzun süreli başarıların önemli rolü var. Tabii bunların yanında işin gerçek sahibi ise arkasına aldığı seyirci potansiyeli. Seyircisi olmayan bir kulübün bu kadar uzun süreli yaşaması mümkün değil. Bu özellik Türkiye'de diğer ülkelerden farklı bir şekilde 3 büyük kulübe dağılmış durumda. Bu seyirci potansiyeli bakımından da en güçlü olan kulüp Fenerbahçe. Üstüne üstlük, bu taraftara yeni yapılan stadın atmosferini de eklersek, ayrı bir güç oluşuyor. Şimdiki futbolculara ve taraftarlara örnek olması açısından geçmiş dönemle ilgili bir şey hatırlatmak istiyorum. Bizler 3 büyükte oynayan futbolcular birbirimizle oynadığımız maçlardan önce ve sonra her zaman dostluklarımız ve arkadaşlıklarımız devam etmiştir. Milli Takım'da bir arada olduğumuz bu futbolcularla saha içinde oluşan her olumlu ve olumsuz hareket sahada içinde kalmıştır. Keza seyirci de bu davranış biçimimizi görerek yıllarca birbirlerine hiç sataşmadan sürtüşmeden spor ahlakına uygun şekilde takımlarını desteklediler. Biz bu güzellikleri yıllarca yaşadık. Şu anda en büyük temennim bu güzelliklerin aynen devam etmesi. Fenerbahçe'de son yıllarda tribünde bu güzellikler yaşanmaya başladı. Bu manada seyircinin zaptedildiğini düşünüyorum. Bunda da sanırım yönetimin etkisi olduğu inancındayım... Zekeriya Alp Beşiktaş'ın Eski Kaptanı