İkiside şehit düştü ama silahlar yerine ulaştı
Devir, İstanbul'un işgal devri... Sabahın ilk ışıklarını karşılamak, işgal İstanbul'unda, sadece balıkçılara verilmiş bir hak... Lüfer, palamut, kofana... Artık, neyi takmışsan kafana... Ağ mı gerersin, olta mı atarsın, yoksa volta mı? Bu yalancı sabah özgürlüğü, boşuna değil. Çünkü, işgalciler de beslenecek. Sofralarına balığı kim getirecek? İşte bu görüntüde Fenerbahçe Kulübü'nün dereye bakan arka tarafındaki balıkçı teknesinde, çingene palamudu telaşı var. Ağlar da tamam.. "Vira Bismillah" denildi, denilecekti. Ama yükle yükle tekne dolmuyor, bu Fener'in balıkçıları denizi mi kurutmaya niyetli?... Aslında yüklenen ağ değil, silahtı... Olta yerine, uzun namlulu tüfek vardı... Mermiler, yem niyetine kullanılacaktı. Top, tüfek, bomba... Şimdilerde olsa, bunlar trole çıkıyor dersin. Fakat onlar, Anadolu'ya... Atatürk ve silah arkadaşlarına gidiyordu.. Çünkü onlar cephede cephane bekliyordu... Çünkü kurşun ata ata biterdi. Yooo, öyle değil... Ömür biter, kurşun bitmezdi. Sağolsun Fenerbahçe de, cephaneyi eksik etmezdi... Gecenin sessizliğinde karanlığı yaranlar, yalnız Fenerbahçe'nin balıkçı görünümündeki yurtseverleri değildi. Düşman, bir Rum ihbarının sinsiliğinde, kulüp binasına doğru sokuluyordu. İşgal kuvvetleri, Fenerbahçe'yi suç üstünde yakalayacaktı. Teknede taşıdıklarını, "Balıktı" diye yuttururken, işgalciler alıktı... Şimdi de, Fenerbahçe'yi faka bastıracaklardı. Sinsi sinsi sokulan silahlı kalabalık, kulüp binasındakilerin dikkatinden kaçmadı. Gözcüler, arkadaşlarını uyardı. Son bir gayretle, son parti silah tekneye yüklenirken, işgalciler iş işten geçtiği için telaş içinde ateşe başladı. Ancak, kulüpten karşılık gördüler... Fenerbahçe'nin ikinci takımında futbol oynamış Refik ve Mustafa Beyler düşmanı oyalıyordu. Ancak, sayıca çok üstün olan İngiliz işgalciler; kısa sürede binaya girdiler ve yüzlerce tüfeğin ateşi altında Refik ve Mustafa beyleri şehit ettiler. Ama, o arada tekne yola çıkarılmış, silahlar kurtarılmıştı. Düşman, hiçbir ipucu bulamamıştı. İki şehit vardı ama, hiç şahit yoktu. Onlar hayata gözlerini kapamadan, Anadolu'ya son cephaneyi ve son kafileyi göndermeye muvaffak olmuşlardı. Görev tamamlanmıştı. Ruhları şad olsun..
|