Fenerbahçe tarihi hem muhteşem, hem de ilginç maçlarla dolu.. İşte 1941-42 sezonu; Alman diktatör Hitler'in propaganda takımı Admira özel maç için Türkiye'ye geliyor ve Sarı- Lacivertli ekiple oynamaya karar veriyor. Papazın Çayırı'ndaki karşılaşmayı 2-0 kazanan Kanarya, Hitler'e de mesaj göndermeyi ihmal etmiyor; "F.Bahçe kimseye boyun eğmez.."
***
Hitler'in kahrolduğu maç
Fenerbahçe tarihi hem muhteşem, hem de ilginç maçlarla dolu.. İşte 1941-42 sezonu; Alman diktatör Hitler'in propaganda takımı Admira özel maç için Türkiye'ye geliyor ve Sarı- Lacivertli ekiple oynamaya karar veriyor. Papazın Çayırı'ndaki karşılaşmayı 2-0 kazanan Kanarya, Hitler'e de mesaj göndermeyi ihmal etmiyor; "F.Bahçe kimseye boyun eğmez..".
1941-42 sezonu... Aynı zamanda 2'nci Dünya Savaşı yılları. Türkiye Cumhuriyeti bir şekilde savaşın dışında kalmış.. Ancak Almanya'nın lideri Hitler her fırsatta Türkiye'yi, Birinci Dünya Savaşı'nda olduğu gibi yine yanlarına çekmek istiyor.. Ülke olarak henüz kendimizi yeni yeni toplamışız. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Almanlar'ın, dolayısıyla da Hitler'in baskısına ve restlerine boyun eğmeyerek Türkiye'yi savaşa sokmuyor.. Sonra Türkiye ile Almanya arasında bir saldırmazlık anlaşması imzalanıyor.. Ancak Almanlar Bulgaristan'ı ve Yunanistan'ı yutmuş.. Yani tam dibimize kadar gelmişler.. İşte tam o sıralar Hitler'in Avrupa'yı dolaşan propaganda takımı Admira Türkiye'ye de uğruyor.. Ve ''Saldırmazlık anlaşması'' nın gereği olarak Admira ile bir maç ayarlanıyor.. Admira ile de oynamak, tabii ki kurulduğu günden bu yana önüne gelen Avrupalı'yı deviren Fenerbahçe'ye düşüyor.. Bu maçın Hitler açısından önemini anlatmak gereksiz.. Ünlü diktatör savaşın o çılgın günlerinde bile Admira'dan sık sık haber alıyor. Kısacası Hitler için Admira'nın Fenerbahçe ile oynayacağı maç önemli.. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ona boyun eğmemiş, hiç olmazsa bir Türk takımı eğsin düşüncesinde.. Ama o tarihlerde Dünya'yı sarsan bu diktatörün bilmediği bir şey var. Kurtuluş Savaşı'nda 7 cihanın kurduğu takımlara boyun eğmemiş Fenerbahçe.. Hitler'in takımına mı yenilecek? Papazın Çayırı'nda oynanan ve oldukça da sert geçen karşılaşmayı Fenerbahçe önce Taka Naci'nin, ardından da Halit Deringör'ün golleriyle 2-0 kazanıyor. Karşılaşma bitimi Sarı-Lacivertli taraftarlar, yöneticiler ve futbolcular, Papazın Çayırı'nda büyük bir sevinç gösterisi yaşarken, ortaya da ortak olarak şu görüş çıkıyor: -"O takımı yenmek Adolf Hitler'i yenmek gibiydi bizim için. Futbolu propaganda için kullandıklarından onları çok önemli bir mağlubiyete uğrattık.'' Şimdi o gollerden ikincisini kaydeden Fenerbahçe'nin efsane isimlerinden Halit Deringör'e gidiyoruz ve ona kulak veriyoruz; -"Ya tıp, ya da yüksek felsefe okumak istiyordum. Edebiyat Fakültesi Akaretler'deydi. O zaman üniversite mezunu olmak çok önemliydi iş bulma imkanı çok daha fazla oluyordu. Coğrafya okuyordum. Bu bana yetmedi. 1949 yılında bir sınavla beş yıllık tütün eksperliğini kazandım. Fenerbahçe'deki futbolumuz tamamen amatörceydi. Bir şampiyonluktan sonra bize cüzdan hediye etmişlerdi. O zaman içi boştu. Hala saklarım." Toplam 330 maç oynadı Halit Deringör Fenerbahçe'de ve 110 gole imzasını koydu. Giydiği milli formayla dört maça çıktı ve dört gol kazandırdı takımımıza. Yine kendi anlatıyor: "Bak neler yaşamışız; birkaç kuruş param var. Galata Köprüsü'nden Kadıköy vapuruna geliyorum Fenerbahçe'nin muhasibi çıktı karşıma telaş içinde. Kulübün su borcu vardı kesildi sularımız dedi. 400 lira para vardı ona verdim." O sene Lefter, Selahattin, Erol parası bol transferlerle Adalet takımına gidecekler. Adaletli idareciler Halit'i de almak istiyorlar; "Seni alacağız dediler iki dokuma makinesi üç bin lira da para teklif ettiler. Dünyamı şaşırdım. Babam 'Git aptallık etme' dedi. Ben de 'Sen ne biçim konuşuyorsun bu din değiştirmek gibi bir şey' diyerek karşı çıktım. Bir ay beklediler beni, gidemeyeceğimi söyledim. Bir kongrede Rize Milletvekili Parlamento Başkanı Osman Kavrakoğlu bana kuru bir teşekkür etti kürsüden. Tabii cepte yine metelik yoktu." 1943, 45, 46 ve 50 yıllarındaki şampiyon Fenerbahçe takımının sol açığıydı Halit Deringör. Üç yüz küsur maça yüz küsur gol sığdırmıştı. Dört kez milli formayı giymiş rakip ağları o formayla dört kez ziyaret etmişti. Moda Çayırı'ndan, Hitler'in takımına o tarihsel dersi verdiği maçtan, köylülerle kader birliği yaptığı on beş yıllık sürede gördüğü sevgi ve ülkeyi karanlıkta boğmak isteyenlerin eziyetine kadar biraz Cemil Sena, biraz Farabi, biraz Yaşar Kemal, biraz Aziz Nesin ama en çok da kendisiydi Halit Deringör; "Biz neysek oyuz!" diyordu! "Biz neysek oyuz!"