Aşk ihalesi
Beş yıldızlı otellerden birinde "Aşk ihalesi olacak" dediler de koşup geldim. Gözlerim hâlâ sevdaların resmini çizerken, böyle bir ihalede bulunmayıp ne yapacaktım. Gönlümüzde yatan aslanı ucuza kapatmak isteyenlere bu kadar kolay mı teslim olacaktık yani...
***
Otel salonunda, şöhret aleminden bir dolu insan. "Bunlar mı aşkımıza kefen dikmeye yeltenenler?" diye bağırdım. Ekranın boynuzlu kadını duydu beni. "Evet bizleriz!" Üzerine basılmış bir böcek ses çıkartsa, ancak böyle olurdu. "Hayatınız boyunca kimin yırtığını diktiniz bayan?" dedim. Şuh tavrını giyindi, çirkinliğini soyundu. Devam ettim. "Kendinizden başka kimleri giydirdiniz?" Pis pis sırıttı, ekranda olduğu gibi. "Hangi dertleri kestiniz elinizdeki makasla?" dedim, yanağından makas aldım.
***
Ortalık mahşer yeriydi, mankenler, anneliğini bir geceliğine patronuna satmak isteyenler. Hepsinde bir çakal uluması. "Kapalı zarf usulü olacakmış" diye fısıldaşıyordu birileri. Benim gibi düşünen insanlar bir köşeye sinmiş, Leyla ile Mecnun gibi bakıyordu. Korktum. Aşkımız da elden gittikten sonra, ne anlamı kalırdı yaşamanın. Çocukları düşündüm, anneliğin en kutsal yanını. O kirli paralarıyla namusun, haysiyetin canına okuyanlar, sevginin masumiyetini de ipe çekeceklerdi.
***
Herkes para dolu zarfları teslim ederken, çıkarttım yüreğimi zarfın içine koydum. Baktım sevgi insanlarının hepsi benim gibi yapıyor. Bir dolu kalp, zarfların içinde salona yığıldı. "Ayy!" diye çığlık attı, hoppa kadınlardan biri. "Beni kan tutar, kan görmeye dayanamam." Dayanamadı, diğerleri de başına üşüştü. Kuyruğuna basılmış kedi gibi dört dönüyordu mankenler. Erkekler leş kargası gibi onların etrafında dönüyordu. Para, can çekişiyordu sevginin karşısında. "Boş ver" dedi biri. "Biz inşaat ihalelerine gidelim..." Hep birlikte yandaki otele yol aldılar.
***
Nefret onlarda kaldı, mutluluk bizde. Pislik onlarda kaldı, aşk bizde.