Çıplak ayaklı Tugay TugayKerimoğlu, Galatasaray'daki başarısız sezonunda "Durduğuyerdeyaprakdökenağaç" olarak kalmıştı gözümde. Sonbahar saçlı adam... Çok eleştirdim. Ve kesinlikle eminim ki, o dönem bu eleştirileri hak etti. Aile çok şey demektir, özellikte yurtdışı maceralarında... Bir futbolcuyu tamamlayan da eşidir. Tugay ne yaptıysa, eşiyle birlikte yaptı. Çürümenin eşiğine geldiği yıl, yurtdışına gitti. İskoçya macerasını alnını akıyla tamamladı ve şimdi İngiltere'de harikalar yaratıyor. Kaç maç, nefis bir kelebeğin izlerini bıraktı tribünlere... Bizim ülkemizde "emekli" sayılan yaşıyla, gençlere taş çıkartıyor, ruhu ve bedeni futbol kokuyor hala... Kimler gitti yurtdışına. Cehaletin ve tutuculuğun çekim alanından kurtulamayan cahillerin, nasıl çark-ıdiyar ettiklerini gördük. Ülkeyi temsil etmeyi bırakın, kendilerini bile temsil edemeyenleri, bugün hala izliyoruz. Kabalığın ve bitirimliğin temsilcisi Alpay gibilerinin, nasıl temsilci olduğunu da gördük yurtdışında Ve diğerlerini de.... Hiç biri, Tugay kadar saygınlık görmedi o yabancı topraklarda. Hiçbiri onun kadar, Türk gençlerine kapıların açılması için "harikabirkartvizit" oluşturmadı. Başkalarına hayat vermek budur. Yoksa, "Yediceddimeyetecekkadarparamvar" demekle, elde edilecek kalite ve değer sınırlıdır. TugayKerimoğlu, bittiği sanılan yerden yeniden başlamanın ve Türkiye'deki gençlere parmakla gösterilen resimlerin ta kendisidir. Onu yıllar önce, durduğu yerde yaprak döken bir ağaca benzetmiştim. Şimdi çıplak ayaklı atlara benzetiyorum. Üstelik kanatlı...