Haksız zenginleşme
Benimle ilgili her bir davanın ömrü en az iki sene oluyor. Zaman zaman radyo yayınları nedeniyle açılan davalardan söz ediyorum. En kısası bile en az bir yıl. Benim açıp hakkımı aradığım davalar daha da uzun. Neredeyse üç yılı bulan davalar var. "Bu kağıdı imzala ve geçmişe dönük tüm haklarından vazgeç" denilen basın çalışanı arkadaşlarım var mesela. Büyük basın kuruluşlarının satılması sonrasında sıkça yaşanan bir durum bu. Ama bu kağıtları imzalarken sizin yıllardır biriken kıdem tazminatı vs. gibi haklarını vermiyorlar. "İmzala" diyorlar sadece. İmzalamayanlara türlü eziyet var. Mahkemeye versen hakkını arasan dört yıl sürüyor. Ve neticede hak ettikleri tazminatın yüzde 80'i mahkeme tarafından kesiliyor. Gerekçe "Haksız zenginleşme" O ne ola ki? Ben çalışmış mıyım onlarca sene? Evet. Hak ettiğim tazminatı vermişler mi? Hayır. Mahkemeye vermişim ve bu durum ile ilgili kanunlar var mı? Evet var. Ne diyor bu kanunlar peki? "Bu kadar yıl çalışmışsın, işverenin haklarını ödememiş, bunun cezası şu, faizi şu. Toplam 100 lira ödemesi lazım sana." Yani kanun bunu söylüyor. Ama diyor ki mahkeme sonra, "100 lira seni haksız zengin yapar. Sen 20 lira al" Yahu kanunu koyan sensin. O zaman niye kanunu 20 liraya göre hazırlamıyorsun. Hem haksız zenginlik ne demek? Çalışmışım, hak etmişim kazanmışım. Hani şu "Başka ülkede olsa trilyonları tazminat olarak alırdın, zengin olurdun" sözü var ya. İşte bu durumun sebebi "Haksız zenginleşme." Türk adaleti sizin belediyenin açıp hiçbir önlem almadığı çukura düşüp sakat kalmanız neticesinde istediğiniz tazminatı bu nedenle vermiyor. Haksız zenginleşme. Adalet senin haksız zenginleşmenin önüne böyle geçiyor. Ama devletin ormanını talan edip, milyon dolarlık villaları satanlara "Niye haksız zenginleştin?" diyemiyor.