Akademik kabahatler
Geçenlerde gazetelerde 19üniversiterektörü profesörün, ScienceCitationIndex, vb. bilimsel yayın kataloglarında hiç yayınları bulunmadığı haberi, (Tam burada "Ortalığı karıştırdı" demeliydim ama) ortalığı karıştırmadı. Bir tek EnginArdıç değindi konuya çarşamba günü...
***
Nasıl oluyor da koskoca rektörlerin bilimsel dergilerde makaleleri olmuyor, işte onun da sebebini ben size anlatayım: Bu ScienceCitationIndex'te yayımlanan bilimsel makaleler binbir akademik elekten geçirildikten, tamamen özgünolduklarına karar verildikten sonra yayımlanır. Bu sebeple de doçentlik ve profesörlük sınavlarında büyük değer ifade ederler. Bunların hepsinin bir puanı vardır. Eğer böyle bir akademikkriter var ve kabul edilmişse, gönül isterdi ki, bu kriterleri yerine getirmiş doktor ve doçentler, girdikleri sınavları kazanabiliyor olsunlar! Ama öyle değil, çünkü bu memlekette, akademidünyasındadaTürksistemi çalışır. Bu sistem, seninadamın,benimadamım, sistemidir! Örnekle anlatayım.
***
Mesela, bir doçentlik sınavına 4 aday girer. 2'si hayli güçlü ve birikimlidir. Özgün çalışmaları vardır, konularına hakimdirler. İstenen kriterlere de sahiptirler. Fakat sınavı ötekiler kazanır. Çünkü onlar, ya jürinin yakından tanıdığı insanlardır, ya da tanıdıklarının tanıdıklarıdır. Bazı yufka yürekli profesörler, haksızlığa uğrayan adaylara, kusurabakmabuseferlikböyleyapmakzorundayız, diyecek olsalar bile... Gidip bunu kimseye de şikayet edemezsiniz, sittin sene çaktırırlar sınavda!
***
Kayırmacılık, akademik dünyayı tacizediyor. ScienceCitationIndex'te yayınları olduğu halde kaç hocanın unvan beklediğine de bir zahmet YÖK bakıversin, takip ediyorsa eğer... Bu konu, akademik dünyanın onulmazyarasıdır.