Pinochet'ye tezahürat Faşizm için çok değişik tanımlar yapılabilir. En genel geçer tanım herhalde şudur: Bir örgütlenmiş zümrenin, siyasal iktidarı ele geçirip, politik ve ekonomik emellerine ulaşmak için halk üzerinde uyguladığı anti-demokratik ve hukuk dışı rejime faşizm adı verilir. Bu örgütlenmiş zümre, militer de olabilir, sivil de olabilir, genellikle bunların karışımı da olabilir. Faşizm, insan hak ve özgürlüklerinin rafa kaldırıldığı bir rejimdir.
***
Faşizm, iktidara gelmek için esas olarak elverişli bir ortama ihtiyaç duyar. Kitlelerin beklentisi sağlanır. Çünkü, bireysel bilinç için değilse bile, kitle bilinci için böyle bir beklentinin oluşturulması mümkündür. Beklenti ortamı bağlandıktan sonra, iktidara gelinir (darbe ile veya seçimle), kıyım başlar. Kan gövdeyi götürür. Hedefler birer birer veya toplu olarak ortadan kaldırılır. Artık, beklenti içine sokulmuş kitlelerin yapacağı bir şey kalmamıştır. Herkes evine çekilir ve korku içinde izlemeye başlar.
***
O süreçte hakim olan psikoloji Buffalo Psikolojisi'dir. Kısaca sığır psikolojisi de diyebilirsiniz. Aslanlar içimizden birini veya birkaçını yiyebilirler. Yeter ki bize dokunmasınlar. Korku saikiyle faşizme tarihsel ortaklıktır bu! Kalp krizi ile hastaneye kaldırılan Şili eski diktatörü Pinochet'ye hastane önünde sevgi gösterisinde bulunan Şilililer'i görünce, bunları düşündüm. İktidarında binlerce kişiyi öldürüp, işkenceden geçiren diktatörden korkmayı anlasam bile, bu korkunun şimdi sevgiye dönüşmesini izahta güçlük çekiyorum. Yoksa her insanın içinde bir miktar faşizm daima uykuda mı?