Muhteşem ikili
Muhteşem ikiliden kastım, Almanya'dan FrauMerkel ile ransa'dan MösyöChirac. Yaptıkları Weimar toplantısından sonra basının önüne çıktıklarında sergiledikleri şaşkın ve mütereddit vücut dillerini okuyunca, kendilerine bu ismi takmayı düşündüm. Avrupa'nınmuhteşemikilisi! Türkiye nefesini tutmuş, Rum gemilerine limanlarımızın açılması için 18 aylık süreyi dile getirecekler mi, getirmeyecekler mi, diye bekliyordu. AB'nin nasıl işlediğinden haberi olmayan kimi uzmanlar da karar bekliyordu. Ne kararı be ikigözüm! Yanlarına Polonya'yı da almış bu ikilinin bir karar alması imkanı var mıydı ki? AB'nin bağlayıcı kararlarını ne zamandan beri Merkel ile Chirac başbaşa verip alıyorlardı? Geçelim.
***
Kapalı kapılar ardından sallana sallana çıktılar. Önde Chirac, yanında Merkel... Merkel bir ara elini uzattı Chirac'a... Beyefendi, Merkel'in yanında sırık gibi kaldığı için ve etrafa gülücük dağıtmaya daha önem verdiği için (Çünkü yaptığının komik ve yaptırımsız olduğunu biliyordu) Merkel'in uzattığı eli görmedi. Merkel'in eli havada kaldı. Vaziyet, güya aldıkları kararın demeyeceğim, geldikleri noktanın ne kadar anlamsız ve tuhaf olduğunu göstermeye yetiyordu.
***
Ne mi söylediler: - 2009'da bir rapor isteyebiliriz! Türkiye taahhütlerini yerine getiriyor mu, getirmiyor mu, diye... Bunun yenilik ve haber neresinde?
***
Derim ki, bu şaklabanlıklara öfke üreterek, Türkiye'de AB düşmanlığını körükleyenlerin ekmeğine yağ sürmeyelim. Bence Merkel ile Chirac, sadece Türkler'i AB'den nefret ettirmeye çalışıyorlar. Bu eski bir taktiktir!