Azmış kadın!
Pes doğrusu. Ne böylesini duydum, ne de gördüm. "Dalga geçme benimle" dedim arkadaşıma. Yemin billah etti. "Derdime bir çare bul. Kadının gözü dönmüş!" dedi. Kadının gözü dönse iyi sevgili okuyucularım... Kadın resmen azmış! Ve siz siz olun, satılık arabanızın arkasına sakın ola ki cep numaranızı yazmayın. Şimdi daha fazla evelemeden gevelemeden anlatayım olayı Bir arkadaşım var. Üstelik 2 yıldır da evli. Arabasını satmaya karar vermiş. Arabanın arka çamına yapıştırmak için bir yazı yazmış. Satılık. 2001 model Ve kağıdın en altına da cep numarasını yazmış. 2 gün boyunca arayan soran olmamış. Ne olduysa o günden sonra olmuş. Bir öğle vakti işyerindeyken telefonu çalmış. "Alo" demiş kadının birisi. Bizimkisi "efendim" demiş. "Seni hınzır, yaramaz çocuk" diye konuşmasını sürdürmüş kadın. Bizimkisi şokta. "Pardon. Kim olduğunuzu çıkaramadım?" demiş. "40 yıl düşünsem hiç aklıma gelmezdi bu fikir. Demek sen de benden hoşlanıyorsun" demiş kadın. "Ne hoşlanması? Dalgamı geçiyorsunuz benimle?" demiş bizimkisi. "Hadi, hadi sus" demiş kadın. "Beni nasıl tanımazsın? Üst katta oturan komşun. Senden kaç zamandır hoşlanıyorum. Telefonu arabanın arkasında yazılı görünce bunun bir mesaj olduğunu anladım. Ve seni aramaya karar verdim." Arkadaşım o anda ne diyeceğini şaşırmış. "Siz beni yanlış anladınız. Sizden hoşlandığım falanda yok. Ne mesajı?" demiş. Kadın telefonu kapatmış. Arkadaşım o şaşkınlıkla akşam eve dönmüş. Kapıdan içeri girer girmez, komşu kadını evde görmüş. Hem de 2 tanede küçücük çocuğuyla. Mecbur kalmış "Hoş geldiniz" demiş. Eşi, çay getirmek için mutfağa girmiş. O sırada kadın demiş ki: "Kaç zamandır senden deliler gibi hoşlanıyorum. Şayet benimle bir kez bile sevişmezsen sana iftira atacağım. Bana sarkıntılık yaptığını eşine söyleyeceğim. Bana mı inanır yoksa sana mı? Ona söylesem iyi. Kocama da söyleyeceğim. Benimle sevişecek misin?" Arkadaşım bütün bunları anlatırken beni aldı bir gülme krizi. "Git oğlum" dedim. "Benimle dalga geçme." Yemin etti durdu. Çok sonradan inanmaya başladım. Nasıl inanmayayım? Adam ağlayacak gibiydi. "Kadına ne cevap verdin?" dedim. "Elini ayağını öpeyim. Sus. Yoksa eşim duyacak" dedim. "E ne yapacaksın?" diye sordum. "Dur" dedi. "Daha anlatacaklarım bitmedi. Kadın tekrar aradı." Ve dedi ki: "Akşam eve erken gel. Kocam işte. Nasıl olsa seninki de işte. Çocukları da anneme bıraktım. Fırsat bu fırsat." "Eşine söyle" dedim. "Olmaz" dedi. "Git kadının eşine söyle" dedim. "Nasıl söylerim?" dedi. "Oradan taşın" dedim. "Çocuk oyuncağımı taşınma işi. Bugünden yarına hemen nasıl taşınayım?" E benimde gerçekten aklıma o anda başka bir fikir gelmedi. Ama bildiğim bir şey vardı. Allah kimseyi çaresiz bırakmasın. Gitti gül gibi çocuk galiba! Çünkü arıyorum telefonu cevap vermiyor arkadaşımın. Şaka gibi değil mi? Ama şaka değil.