Okur ve yazar Okur: Sevgilimle tartıştık ve ayrıldık. Beni unutmak için başka biriyle çıktı. Sonra geri döndü. Ben ne yaptım? Kollarımı tekrar açtım ona. Anlayacağınız affettim. Yaptıklarını yüzüne vurup utandırmadım. Benim yaptığım doğal bir şey mi? Yoksa çok mu Avrupai davrandım? Rumuz: Ercan. Yazar: Yaptığınız son derece normal bir davranış! Nasıl mutluysanız öyle yaşayın. Bu sizin hayatınız. Sizin yerinizde ben olsaydım ne mi yapardım? Kendi haline bırakırdım. Olayı değil canım, kızcağızı. Salardım sokağa. Biraz daha, 'başka erkeklerin kollarında gezinsin' diye. Bu düşünce de beni mutlu ederdi. Hiç böyle bir mantık olur mu? İyi o zaman. Her tartışan evli çift boşansın. Kız, seni kündeye getirmiş sevgili okuyucum; 'Sırtını tuşa gelip, yattığın yerden kaldır' derim. Okur: Yazılarınızı okuyorum. Kendi çapınızda bayanları küçümsüyorsunuz. Ama bunun için daha dişe dokunur bahaneler bulun ki; inanması kolay olsun. Başarılar. Cevap: Eee, ne var bunda? Siz de yıllardır erkek milletini küçümsediniz. Bırakın şimdi de biraz biz küçümseyelim. Yüzüm yüzüme baka baka kararır. Al erkeği, vur kadına. Allah aşkına var mı birbirimizden farkımız? Okur: Köşe yazılarınızı severek okuduğumu belirtmek isterim. Sanırım kadın-erkek ilişkilerini bu kadar dürüst anlatan başka bir yazar tanımadım. Rumuz: Emel. Yazar: Ben de sizin gibi dürüst bir okuyucu tanımadım. O sizin güzelliğiniz! Okur: Erkekler bir ilişkiyi bitirmeden neden başka bir ilişkiye başlıyorlar? Yazar: Fıtrattan gelen bir şey olsa gerek. Bazı şeyleri açıklamak imkansız. Mesela, bir kadını ele alalım. Kadın da bir dalı tutmadan diğer dalı hayatta bırakmaz. Yani, bir ilişkisi bitmeden yeni ilişkisinin temelini çoktan atmıştır. Sadece olaylara karşı tepkiler farklı. Okur: Kocalarını aldatan evli kadınlara sesleniyorum. Lütfen kendinize bir iyilik yapın. Aynanın karşısına geçin ve yüzünüze tükürün. Siz bunu hak ediyorsunuz! Cevap: Al benden de o kadar. Tuh olsun aldatan kadınlara! Okur: Gerçekten siz evli misiniz? Benim anlamadığım noktaya gelince; sizin gibi dar kafalı bir insanın nasıl olup da evli kaldığı? Tabii, karınız ilkokul mezunu değilse. Ancak sizin derdinizi cahil bir kadın çeker. Cevap: Birincisi; biz nice eğitimli cahiller gördük. İkincisi; galiba siz üniversite mezunu yalnız bir kadınsınız. Üçüncüsü; sizin gibi düşünen kadınların en büyük sorunu ne yazık ki, kendinizden biraz aşağıda gördüğünüz kadınları aşağılamak. Bizim sevgimiz diplomasızdır. Trafik polisi değiliz ehliyet soralım. Ama sizin gibiler ne yazık ki, bir erkeğin kişiliğinden önce diplomasına bakar. Dördüncüsü; üzülerek size söylemeliyim ki; eşim üniversite mezunu. İki dil biliyor ve iş kadınlığının yanında aynı zamanda akademisyen. Ve, Whitman'ın sözü ile yazımızı noktalayalım: "Bence bir ot yaprağı da yıldızların yörünge yolculuklarından aşağı kalmaz."