Okur ve yazar Okur: Abi ne oldu sana? Kadınları bırakıp erkeklere sataşmaya başladın. Tehdit falan mı aldın? Yazar: Tehdit mehdit aldığım yok sevgili okuyucum. Kadınlar hakkında yazıyoruz da ne oluyor? Bazı 'kazlar!' bana kızıyorlar. Kim mi o kazlar? Erkekliğe ihanet eden er(kek)ler! Ha bir kadın hakkında yazmışsın, ha o er(kek)leri yazmışsın. Hiç fark etmiyor. Okur: Kadınları menfaatçi olmakla suçlamışsınız. Asıl menfaatçi olan siz erkeklersiniz. Güzel bir kadını elde etmek için (ayıklamak) durmadan para saçıyorsunuz. Siz de eksik olan şey beyin. Bir parça beyin jimnastiği yapsanız göreceksiniz ki, bir kadın için para yeterli değil. İnsanlık, samimiyet ve zekayla da kadını elde edebilirsiniz. Bu yüzden de o kadınlarda beyni az, parası çok olan erkeğe yapılması gereken şeyi yapıyorlar. Cevap: Bazı noktalarda size hak veriyorum. Ama siz, hiç fakir erkeği seven kadına rastladınız mı? Erkeği menfaatçi olmakla suçlayamazsınız. Suçlayacağınız tek şey var; o da beyinsiz oluşumuzdur. Allah aşkına söyler misiniz bana, etrafta bu kadar alışveriş merkezleri varken, bir kadını hangi zekayla tavlayacağız? Sokakta yürüyen güzel bir kadını gördüğümde aklıma ne geliyor biliyor musunuz? Maliyet hesabı... O kadının, bir erkeğe maliyetini oracıkta hemen hesaplıyorum. Siz hiç otostop yapan bir kadının Kartal marka bir arabaya bindiğini gördünüz mü? E-5 kara yolunda geceleri işe çıkan travestiler bile arabasına göre adam seçiyorlar! Okur: Allah aşkına söyleyiniz bana. Bir erkeği, bir kadın yağlı kazığa nasıl oturtur? Cevap: Anlaşılan siz hayatınızda hiç yağlı kazığa oturmuş erkek görmemişsiniz! Gelelim sorunuza. Nasıl mı oturtulur? Bir kadının eliyle! Bir türlü sonu gelmeyen isteklerle... Okur: Helal olsun size. 10 numara bir adamsınız. Yaz kardeşim yaz. Sen yaz ki ben de okuyayım şu kadın-erkek mevzularını. Kadın dediğin dışarıda bir hanımefendi, mutfakta iyi bir aşçı, yatakta ise seks ilahı olmalı. Erkeklerin zaafı belli kardeşim. O nedenle yapacak bir şey yok. Anlayacağınız sistem arızalı. O akıllı geçinen kadınları da tanıyorum. Ne diyorlar sevdiği erkeğe: "Bana Ferrari alır mısın Berkcan?" Yazar: Vallahi size de helal olsun. Siz de böyle yazın ki, okuduğumuz zaman biz de gülmekten ölelim. Bir kadından ne isteyeceğinizi bakıyorum da çok iyi biliyorsunuz! Sistemin arızalı olduğu konusunda haklısınız. Şayet sistem arızalı olmasaydı böyle düşünmezdik erkekler olarak. O bahsettiğiniz sömürgeci kadınlara gelince Onun Ferrari'si var, güzel mi güzel Berkcan gaza gelme, iyi düşün. Bu kız özel mi özel... Okur: Size gelen bu okur mailleri ya da SMS'ler gerçekten doğru mu? Cevap: Vallahi ekmek çapsın ki doğru. Okur: Nice diplomalı kadınlar gördük. Sırtlarından kötek eksik olmadı hiç. İlkokul mezunu kadınları aşağılayan o kadın okuyucunuzu kınıyorum. Cevap: Ben de... Ve, Balzac'ın sözü ile yazımızı noktalayalım: "Çok şükür, bugünün bir de yarını var."
Okur: Abi ne oldu sana? Kadınları bırakıp erkeklere sataşmaya başladın. Tehdit falan mı aldın? Yazar: Tehdit mehdit aldığım yok sevgili okuyucum. Kadınlar hakkında yazıyoruz da ne oluyor? Bazı 'kazlar!' bana kızıyorlar. Kim mi o kazlar? Erkekliğe ihanet eden er(kek)ler! Ha bir kadın hakkında yazmışsın, ha o er(kek)leri yazmışsın. Hiç fark etmiyor. Okur: Kadınları menfaatçi olmakla suçlamışsınız. Asıl menfaatçi olan siz erkeklersiniz. Güzel bir kadını elde etmek için (ayıklamak) durmadan para saçıyorsunuz. Siz de eksik olan şey beyin. Bir parça beyin jimnastiği yapsanız göreceksiniz ki, bir kadın için para yeterli değil. İnsanlık, samimiyet ve zekayla da kadını elde edebilirsiniz. Bu yüzden de o kadınlarda beyni az, parası çok olan erkeğe yapılması gereken şeyi yapıyorlar. Cevap: Bazı noktalarda size hak veriyorum. Ama siz, hiç fakir erkeği seven kadına rastladınız mı? Erkeği menfaatçi olmakla suçlayamazsınız. Suçlayacağınız tek şey var; o da beyinsiz oluşumuzdur. Allah aşkına söyler misiniz bana, etrafta bu kadar alışveriş merkezleri varken, bir kadını hangi zekayla tavlayacağız? Sokakta yürüyen güzel bir kadını gördüğümde aklıma ne geliyor biliyor musunuz? Maliyet hesabı... O kadının, bir erkeğe maliyetini oracıkta hemen hesaplıyorum. Siz hiç otostop yapan bir kadının Kartal marka bir arabaya bindiğini gördünüz mü? E-5 kara yolunda geceleri işe çıkan travestiler bile arabasına göre adam seçiyorlar! Okur: Allah aşkına söyleyiniz bana. Bir erkeği, bir kadın yağlı kazığa nasıl oturtur? Cevap: Anlaşılan siz hayatınızda hiç yağlı kazığa oturmuş erkek görmemişsiniz! Gelelim sorunuza. Nasıl mı oturtulur? Bir kadının eliyle! Bir türlü sonu gelmeyen isteklerle... Okur: Helal olsun size. 10 numara bir adamsınız. Yaz kardeşim yaz. Sen yaz ki ben de okuyayım şu kadın-erkek mevzularını. Kadın dediğin dışarıda bir hanımefendi, mutfakta iyi bir aşçı, yatakta ise seks ilahı olmalı. Erkeklerin zaafı belli kardeşim. O nedenle yapacak bir şey yok. Anlayacağınız sistem arızalı. O akıllı geçinen kadınları da tanıyorum. Ne diyorlar sevdiği erkeğe: "Bana Ferrari alır mısın Berkcan?" Yazar: Vallahi size de helal olsun. Siz de böyle yazın ki, okuduğumuz zaman biz de gülmekten ölelim. Bir kadından ne isteyeceğinizi bakıyorum da çok iyi biliyorsunuz! Sistemin arızalı olduğu konusunda haklısınız. Şayet sistem arızalı olmasaydı böyle düşünmezdik erkekler olarak. O bahsettiğiniz sömürgeci kadınlara gelince Onun Ferrari'si var, güzel mi güzel Berkcan gaza gelme, iyi düşün. Bu kız özel mi özel... Okur: Size gelen bu okur mailleri ya da SMS'ler gerçekten doğru mu? Cevap: Vallahi ekmek çapsın ki doğru. Okur: Nice diplomalı kadınlar gördük. Sırtlarından kötek eksik olmadı hiç. İlkokul mezunu kadınları aşağılayan o kadın okuyucunuzu kınıyorum. Cevap: Ben de... Ve, Balzac'ın sözü ile yazımızı noktalayalım: "Çok şükür, bugünün bir de yarını var."
