Uluslararası Tahkim ve Ermeni soykırımı
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Ermeni meselesinin Uluslararası Tahkim Mahkemesi'ne götürülmesi gerektiğini söyledi. Büyükelçi Gündüz Aktan, bunun çok cesur bir adım olduğunu belirtiyor. Bugüne kadar "Davayı kaybedebiliriz" endişesi mevcuttu. Arşivler açılıp, belgeler tarandıkça, Türkiye, soykırım olmadığı hususunda giderek güven kazanıyor. Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu, 5-6 ay önce ulaştıkları bir belgeyi açıklıyor: "Tehciri yapan Talat Paşa'nın 1915- 1916 yılında kurduğu Divan-ı Harbi Örfi'de, bin 673 kişi cinayet ve gasp iddiasıyla yargılandı; 67 kişi idam cezasına çarptırıldı ve bu cezaları infaz edildi. 524 kişi hapis cezası, 68 kişi de kürek cezası aldı." Türkiye'nin Uluslararası Tahkim Mahkemesi'ne gittiğini düşünün. Eğer, 1948 sözleşmesinde çerçevesi belirlendiği gibi, amaç, bir etnik grubu yok etmek kastıyla öldürmek, bedenen veya ruhen onlara zarar vermek olsaydı, daha sonra tehcir kararını alan Talat Paşa tarafından bin 673 kişi mahkeme huzuruna çıkartılır mıydı? Prof. Halaçoğlu başka bilgiler de veriyor:
* Savaş sırasında, Osmanlı ordusunda, amele taburlarında 50 bin civarında Ermeni mevcuttu. (Bir ırkı imha amacı olsaydı, Osmanlı ordusunda 50 bin Ermeni askerin savaşmasına göz yumulur muydu?)
* Tehcir edilen büyüklere günde 3 kuruş, küçüklere de 60 para tayinat veriliyordu.
* 1915'te Dahiliye Nezareti'nin bütçesinde 102 milyon kuruş vardı. İlk nakillerin başladığı Haziran ayında, ek bütçe ile 68 milyon kuruş ilâve para tahsis edildi. Aynı şekilde Sıhhiye Nezareti'ne 13 milyon kuruş ek tahsisat verildi. Çünkü, ihtiyaca göre, hastanelerin imkânları takviye ediliyordu.
* 18 Aralık 1918'de, Sevr öncesinde, geri dönüş kararnamesi çıkartılarak, 'İsteyenler evlerine dönsünler' denildi. Hatta, Müslümanlar'la evlenenlerin boşanabilecekleri söylenildi. Geri dönenlere çocukları teslim edildi. Dönüş masraflarını devlet üstlendi; eşyaları, evleri iade edildi. 20 gün süreyle, devlet giderlerini karşıladı. Aynen Kıbrıs'ta olduğu gibi, Ermeni davasında da hükûmet cesur bir adım attı ve dış politikada önünü tıkayan bir konuyu mahkeme önüne götürmeyi kararlaştırdı. Ermenistan bunu kabul etmediği takdirde, gene elimiz güçlenecek. Ayrıca, hakkımızda soykırım kararı alan Batılı ülkelerle de tahkimde hesaplaşabileceğiz. Peki ya "Soykırım var" kararı çıkarsa? Ermeniler toprak ve tazminat talep edebilirler mi? Edemezler... Çünkü, Lozan Antlaşması'nda, tehcir edilen Ermeniler'e 6 ay süre verilmişti. O süre zarfında mallarını, mülklerini talep edebilirlerdi. Dolayısıyla korkacak hiçbir şey yok. Tam tersine, Türkler'in belgeleri güçlü olduğu için, mahkemenin lehimize sonuçlanacağından aşağı yukarı emin olabiliriz.