Cenaze istismarı yapmayalım
Rahşan Ecevit, eşinin cenazesinin cumartesi günü kaldırılmasını talep etti. Bu alışılmamış davranışını, "Bunlarmemura,işçiyeizinvermez" şeklinde izah ediyor. "Bunlar" dediği, AK Partililer. Rahşan Hanım, mesai dolayısıyla, cenazenin yeterince kalabalık olmamasından endişe ediyor gibi. Bugün gazetesinin haberine göre, Rahşan Ecevit'in memur ve işçiye izin verilmeyeceğini söylediği an, salonda, Enerji Bakanı Hilmi Güler bulunuyormuş. Kendisini tanıtmış ve böyle bir iznin çıkabileceğini belirtmiş; gene de Rahşan Hanım'ı ikna edememiş. Öte yandan, AK Parti Kongresi'nin de cumartesiye denk geldiği hatırlatılarak, "laik-antilaik" bir gündemin ısıtılabilme ihtimali üzerinde duruluyor. Acılı bir eşin cenazeyi istismara kalkışmayacağını düşünsek dahi, Ecevit'in, beyin kanaması geçirmesini takiben, Rahşan Hanım'ın AK Parti'ye karşı bir "cepheleşme" faaliyeti içine girdiğini de unutamıyoruz. Siyasetçiler, muhterem bir hanımefendiyi kırmamak için, onun görüşme talebini geri çevirmemiş, ama hiçbiri bu girişimi tasvip etmemişti. Rahşan Hanım'ın çabaları hüsranla sonuçlanmıştı. Cumartesi günkü cenaze, laik cumhuriyet taraftarlarının gövde gösterisi haline dönüşemez. Böyle bir niyet olsa dahi, sonuç alınamaz. Her şeyden önce, Bülent Ecevit, "İnançlarasaygılılaiklik" taraftarıydı. Üstelik, çok tartışmalı bir konuda, Fethullah Hoca meselesinde, hoşgörülü tavrını daima korumuştu. Tarikatları da, olumsuz örnekler haricinde, makûl karşılıyordu; hatta gerekli buluyordu. 1970'li yılların başında Milli Selâmet ile ilk defa ortaklık kuran da, onun genel başkanlığındaki CHP idi. Bu yüzden Merve Kavakçı'ya karşı takındığı tavır, bizleri bir hayli şaşırtmıştı. Çünkü DSP, söylemiyle ve eylemiyle, CHP'nin laikçi çizgisinden çok farklıydı. Ben şahsen, "Bukadınahaddinibildirin" diye bağıran kürsüdeki Ecevit tablosunu, onun genel politik tavrında bir istisna gibi görmek isterim. Zaten öyledir de. Ecevit, emperyalizmi dert edinmiştir; kontrgerillayı gündemine almıştır; askeri darbelere karşı çıkmıştır. Ama hiçbir zaman -Merve Kavakçı'ya kadar- dindarlara karşı tavır takınmamıştır. Eğer bu çevrelerle bir meselesi olsaydı, 80 öncesinde, "Elikanlıfaşistparti" dediği MHP'ye değil, İslâmcı MSP'ye karşı mücadelesini yürütürdü. Danıştay 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in Kocatepe Camii'nden kalkan cenazesinde bazı çevreler laiklik gösterisi yaptı ama, Ecevit'te durum farklı. Ne Ecevit o kadar laikçi idi; ne de muhafazakâr ve dindar kesimden ona karşı bir saldırı mevcut. Ecevit, eceliyle öldü. Rahşan Hanım, kocasının hastaneye düştüğü zaman başlattığı siyasi girişimin, ne kadar büyük bir fiyaskoyla sonuçlandığını hatırlasın. Lütfen komadaki eşinden olduğu gibi, onun cenazesinden de rant toplamaya çalışmasın.