Yaşasın karşı devrim!
Türkiye'de zaman zaman "karşıdevrimcilikten" söz edilir. Aslında karşı devrimcilik denilen, demokrasinin icabı olarak, halkın değerlerine yaklaşma ve taleplerini yerine getirme çabasıdır. 1946'da Demokrat Parti kurulup, seçimlerde büyük bir başarı elde ettikten sonra, Cumhuriyet Halk Partisi, kendisine çeki düzen verme lüzumunu hissetmişti. CHP, 7. Büyük Kurultayı'nda (1 Aralık 1947), laiklik meselesi yoğun bir biçimde tartışıldı.
***
* KayseridelegesiŞükrüNayman: "Türk yurdunda, din terbiyesinin inkişafına yardım etmek zamanının geldiğini, hatta geçtiğini kabul etmek zorundayız... Gençliğin muhtaç olduğu manevi gıdayı tattırmak için mekteplerimizde din dersi okutulmalıdır." * MaraşdelegesiEminKarpuzoğlu: "Acaba yüksek komisyon, dinin, terakkiye ve inkişafa mâni olduğunu mu düşünüyor? Artık yeter... Bu adamlar vicdanımıza, dinimize ve mukaddesatımıza dil uzatmasınlar. Bin seneden beri kıtalarda at oynatan bu milletin, kalbinden, vicdanından Allah'ını çıkartmaya çalışırsanız, ne şahadete sevk, ne de gaziliği kazandırabilirsiniz." * HamdullahSuphiTanrıöver: "6 tane Meclis hademesi yanıma geldi ve gözleri yaşlı olarak şunu söyledi: Köyümüzdebirtekimamkaldı.Ölülerenöbetbekletiyoruz.Eğerbizeimam,hatipvermezseniz,ölüleriköpekleşigibitoprağagömeceğiz." 1948 yılında, ilk okulların son sınıflarına isteğe bağlı olmak üzere din dersleri konuldu. Hemen seçimlerden önce, "Türkbüyüklerineaitolanlarvebüyüksanatdeğeribulunan" türbeler açıldı. Seçimlerden sonra ise, CHP'nin de iştirakiyle, Türkçe ezan okumak mecburiyeti kalktı. Görüldüğü gibi, "demokrasi" ile "karşıdevrimin" çok yakın bir irtibatı var. Çünkü demokrasilerde, halkın seçtikleri iktidarda. Bu yüzden, artık 1930'ların kalıplarıyla düşünmeyi bırakıp, Atatürk dönemini "asr-ısaadet" olarak görmekten vazgeçelim. Karşıdevrim,birnormalleşmesürecidir.