Bugün Yüce Divan, Türkbank ihalesi dosyasında, Mesut Yılmaz hakkındaki kararını verecek. Başsavcı Nuri Ok, yeni Türk Ceza Kanunu'nda "ihaleyefesat" için "hile" şartı arandığını belirtip, davanın düşürülmesini talep etmişti. Ok'a göre, Yılmaz, "görevinikötüyekullanmak" suçunu işlemişti; bu yüzden, ihaleye fesat suçundaki gibi 10 yıl değil, ancak 5 yıl cezaya çarptırılabilirdi. 5 yıl için zaman aşımı süresi dolmuştu. Savcı Nuri Ok'un suçun niteliğini değiştirmesi, hukuk camiasında çok tartışıldı. Özellikle şu husus üzerinde duruldu: "235'incimaddedesadece 'a' bendinde 'hile', ihaleyefesatkarıştırmanınunsurlarıiçindesayılmıştır. 'b' bendinde 'gizli tutulması gereken bilgileri başkalarına ulaştırmak', 'c' bendinde 'cebir ve tehditle bazı kişilerin ihaleye katılmasını engellemek', 'd' bendindede 'fiyatı etkilemek amacıyla açık ve gizli anlaşma yapılması' ihaleyefesatınunsurlarıarasındasayılmıştır." Başsavcı Ok, suçun niteliğini değiştirmişti ama, Yılmaz'ın, Çakıcı-Yiğit ilişkilerini bilerek, Türkbank ihalesini Korkmaz Yiğit'e vermek istediği, güdümlü bir medya oluşturma peşinde koştuğu, aracılık yapan Kâmuran Çörtük'e, Genç TV'nin bedelsiz verilmesini sağladığı iddiasını tekrarlamıştı. Mesut Yılmaz ise, bütün bu iddiaları reddederek, beraatini talep etmişti. Bugün Yüce Divan'ın önünde 3 ayrı şık var: 1) İhaleye fesat konusunda ısrar edebilir ve Yılmaz'a cezaevi yolu gözükür. 2) Yılmaz'ın görevini kötüye kullandığı istikametinde karar verebilir ve zaman aşımı dolayısıyla davayı düşürür. 3) Yılmaz'ın beraatine karar verebilir. Birinci şık çok düşük bir ihtimal. İkinci ve üçüncü şıklardan biri gerçekleşebilir. Zaman aşımından dolayı dava düşerse, Yılmaz'ın siyasette önü kesilecektir. Beraat ederse... "Verelinisiyaset!"