Bir gün bir adam, elinde bir mektup, Hoca'yı tutup der ki: - Hocam, şana zahmet şu mektubu bana okusana. Mektup baştan sona kadar Arapça... Şöyle bir-iki evirir çevirir sökemez Hoca, çaresiz geri verir. Der ki: - Başkasına okut bunu sen. Adam şaşırır ve "Niçin?" diye sorar. - Türkçe değil bu mektup okuyamam. Yine anlayamaz adam. Hocanın okuması yok zanneder ve "Ayıp Hoca, ayıp!" der. - Benden utanmıyorsan, şundan utan! Şu başındaki koca kavuğundan. Hoca kavuğu çıkartıp uzatır ve "Madem ki iş kavuktadır; haydi giy de şunu, kendin oku bakalım şimdi mektubunu" der.