İslamiyet'te, insanların yurtlarını sevmeleri ve onu korumaları kutsal bir görevdir Ama son yıllarda vatanseverlik duygusu zayıfladı ve önemsiz görülmeye başlandı.
Özellikle Türkiyemiz'de son 30-40 yılda gelişen İslam anlayışı içinde yer alan yanlışlar, eksikler, abartmalar veya küçümsemeler gibi zararlı konulardan birinin de vatan sevgisi ve vatanseverlik faziletinin önemsiz görülmesi olduğunu söylemeliyiz. Evet sevgili okuyucularım, üzülerek ifade etmeliyim ki, dindar insanlarda vatan sevgisi oldukça körelmiş ve küllenmiş durumdadır. Biraz eşelendiği zaman, o küllenmenin altından vatan sevgisi bir kor halinde ortaya çıkar. Çünkü dindar insanların vatansever olmaları kadar tabii bir şey olabilir mi? Nitekim tarih boyunca da dindar insanlar vatanseverliklerini, kanlarını ve canlarını ortaya koyarak her zaman göstermişlerdir. Bu ne kadar kesin bir gerçek ise, son yıllarda vatanseverlik duygusunun zayıfladığı ve önemsiz görüldüğü de o kadar kesin bir hakikattır. Yönetime tepki, vatana yansır
Türkiye kalkınmış bir ülke değil, geri kalmış bir ülke de değil. Türkiye kalkınmakta olan bir ülkedir. Bunun anlamı şudur; Türkiye'de birçok mesele halledilmiştir ve birçok sorun da henüz ortadadır. O nedenle de acı çeken insanlar da çok, dini konularda sayısız normal dışı durumlardan ıstırap duyan kimseler de az değildir. Hızlı nüfus artışı, herkese yeterli eğitim ve refahı sunmayı zorlaştırmaktadır. O nedenle de hem eğitimsiz insanların, kültürsüz grupların sayısız normal dışı eylemleri, hem de yoksulların perişan halleri, çok sayıda insanları yönetime ve düzene karşı isyan haline sokuyor. İşte bu yönetime ve düzene olan tepki, zaman içinde devlete ve devletin temel kurum ve esaslarına yansımaktadır. Ve bu çerçevede yurtseverlik, devletseverlik duyguları zayıflamaya başlıyor. O kadar ki, devleti ve vatanseverliği savunmak, statükoyu savunmak, mevcut anormal durumları savunmak şeklinde algılanmaktadır. Böylece, vatanseverlik de körelmiş ve küllenmiş hale geliyor.
Asker kaçaklarının sayısı her gün artıyor
Biraz dikkat ederseniz, çevrenizde asker kaçaklarının sayısının arttığını göreceksiniz. Özellikle varlıklı ailelerin çocukları, çeşitli yollarla askere gitmekten kaçınmanın yollarını arıyorlar. Sahte sakatlık raporları peşinde koşarak, çeşitli bahanelerle askerliği tecil ettirmek isteyenler, bedelli askerlik yasası çıkartılması için çaba gösterenler ve daha nice hileli yollara başvurarak, askere gitmeyenler var. Şu anda yüz binlerce asker kaçağı gencimiz mevcuttur. Bunların büyük bir bölümü de yüksek eğitim ve öğretim görmüş gençlerimizdir. Kısacası, Müslüman halkımızda vatan sevgisi kavramı oldukça yıpranmış ve zayıflamış durumdadır. Gazetelere, radyo ve televizyonların yayınlarına bakarsak, vatanseverlik, devlet taraftarlığı, bayrak ve milli değerler sevgisi, hiç gündemde yok gibidir. Belli resmi bayramların bir günlük göstermelik milli içerikli yayınları dışında, basın yayın kurumlarının gündeminde vatan ve millet sevgisini esas alan milli içerikli yayınlar hemen hemen hiç yoktur. Bütün bunların sonucu, vatan sevgisi gündemden çıkmış durumdadır.
Vatanı satıyorlar
Vatan sevgisinin zayıflamasının bir başka tehlikeli gelişmesi de vatan topraklarının yabancılara satılmasıdır. Hükümetin çıkarttığı AB Uyum Yasaları'ndan biri de Türkiye topraklarının, Avrupalılar ve İsrailliler başta olmak üzere, yabancılara satılmasıdır. Bir İsrail vatandaşı, Türkiye'den 300 dönüm arazi satın alabiliyor. Almanlar, İngilizler, Fransızlar ve Yahudiler, Türk topraklarını işgal ediyorlar. Şu ana kadar 80 bin futbol sahası büyüklüğünde topraklarımızı, yabancılar satın aldılar. Yani işgal ettiler. 50-60 bin Alman yerleşti Türkiye'ye. İngiliz semtleri, Fransız mahalleleri ve Yahudi çiftlikleri kuruluyor. Kısacası, vatanımızı eski düşmanlarımız, şimdi dostluk görüntüsü altında işgal ediyorlar. Hem de karşılıklılık ilkesi olmaksızın satın alıyorlar. Yani onlar bize topraklarını satmıyor, ama bizim topraklarımızı satın alıyorlar.
Vatanı kimler, neden satıyorlar?
Sayın okuyucularımız, "Kimler satıyor vatanımızı?" diye soracaklardır. Hemen cevap verelim, vatan topraklarımızı satanlar başlıca iki grupdur. Birincisi, vatan topraklarının yabancılara satılmasına müsaade eden, hem de karşılıklılık ilkesi olmaksızın satılmasına izin veren kanunu çıkartan yönetimdir. Bunlar, tarih önünde ciddi manada sorumlu olacaklardır. İkinci grup ise, bizzat topraklarını satan vatandaşlardır. Bu insanlar, aslında vatandaş olma özelliğini kaybetmiş zavallı ruhsuz kimselerdir. Vatandaş olmak faziletini yitirmişlerdir. Çünkü vatandaş demek, vatanın ortağı demektir. Onlar arazilerini düşmana devrederek, satarak, vatandaşlık hakkını manen yitirmişlerdi. Topraklarını, evlerini veya işyerlerini yabancılara satanlar, Türklük ve Müslümanlık inancını ve duygusunu da, ya kısmen ya da tamamen kaybeden kimselerdir. Yazıklar olsun onlara. Para için vatanını satan zavallılardır onlar. Çingeneler bile çadırlarını satmazlar.
Türkiye, Filistin mi olacak?
Bilindiği üzere, bugünkü İsrail devleti, Filistinliler'in toprağı idi. Osmanlı Devleti dağılırken, özellikle dağıldıktan sonra, Araplar'ın topraklarını, tarlalarını, ev ve dükkanlarını tapu tapu Yahudiler'e sattılar. Sonuçta, Yahudiler bölgenin çoğuna sahip oldular ve dünyanın her tarafından gelip, Filistin'e yerleştiler. Sonunda da orada İsrail Devleti kuruldu. Türkiye'yi de aynı duruma düşürmek istiyorlar, ama yanılıyorlar. Türk ulusu, bu ihanete müsaade etmeyecektir.
Vatan sevgisi imandandır
İslamiyet'te insanların yurtlarını sevmeleri ve onu korumaları, kutsal bir görevdir. Sevgili Peygamberimiz'in bir hadisi şöyledir: "Vatan sevgisi, imandandır." Yani, "İman insanda vatan sevgisi oluşturur. Vatan sevgisi, imandan gelir" demektir. Kur'an-ı Kerim'de, hicretle ilgili ayetleri incelediğimiz zaman, orada ciddi bir vatan sevgisini hissederiz. Nitekim Peygamberimiz Hz. Muhammed, Medine'ye hicretinden sonra, ilk fırsatta Mekke'yi yani yurdunu düşman işgalinden kurtarmıştır. Kur'an-ı Kerim'de 40 ayette "yurt" kelimesi geçmektedir. Müslümanlar, yurtlarını sevmek ve korumakla yükümlüdürler.
Asker kaçaklarının sayısı hızla artıyor. Özellikle varlıklı ailelerin çocukları askere gitmekten kaçıyor... ***
40 ayette "yurt" kelimesi geçmektedir. Müslümanlar, yurtlarını sevmek ve korumakla yükümlüdürler. ***
Topraklarını ya da evlerini yabancılara satanlar, Türklük ve Müslümanlık inancını kaybeden kimselerdir... ***
"Kim bir günah kazanırsa, onu ancak kendi aleyhine kazanmış olur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Nisa Suresi: 111) ***
"Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır." (Hadis-i Şerif)