Tam Beşiktaş artık düzeldi diye mutlu olurken sevincimiz bir anda kursağımızda kaldı. 2009'a mükemmel bir başlangıç yapan Kartal'ı Konya'da tanıyamadık. Şampiyonluk mücadelesi veren bir takımın bu kadar pısırık oynamaya hakkı olmamalı. Delgado'ya alternatif olarak alınan ve minik bir servet ödenen 34 yaşındaki Yusuf, Arjantinli'nin onda biri olamaz. İlk maçlarda hoşgörülü davranarak ona biraz sabır gösterdik ama belli ki Yusuf Beşiktaş'a ilaç olamayacak. Konya'da hiçbir varlık gösteremedi. Yazık çok yazık. Gelelim Bobo'ya. Bu kadar üstün vasıfları olan Bobo Konya'da döküldü. Ne pozisyona girdi, ne kendine boş alan yarattı, ne de rakip savunmayı hırpaladı. Sahada sadece dolaştı. Eğer bu oyuncunun yerine Beşiktaş Nobre ile başlasaydı inanın her şey daha farklı olurdu. Ancak Mustafa Denizli gibi deneyimli bir hoca bunu maalesef düşünemedi. Beşiktaş'ta savunma iyi görünse de bu biraz da Konyaspor forvetinin beceriksizliğinden kaynaklandı. Evsahibi gol atmayı değil, attırmamayı düşündü. Siyah- Beyazlı takımın en iyisi top kayıplarına rağmen Serdar Özkan'dı. Bu genç adam elinden geleni yaparak krampon izlerini sahanın her yerine bırakmaya çalıştı. Nobre de oynadığı 14 dakika içinde hücuma zenginlik kattı. Hepsi bu kadar. Mustafa Denizli'nin kendisini bundan sonra daha iyi sorgulaması gerekir. Antalyaspor ile oynanan karşılaşmada sahanın en iyisi olan Erkan Zengin dün neden oynatılmadı bunu Mustafa hocaya sormak istiyorum. Ayrıca bu takımdan Batuhan ve Emre Özkan'ın neden gönderildiğini hala kabullenmiş değilim. Oysa hava hakimiyeti yüksek olan bir Batuhan Beşiktaş için büyük kuvvet olurdu. Denizli hoca takımın başına geldiği ilk günden beri şampiyon olacaklarını söylüyor. Elbette bu sözlere inanmak isterim ama bana hiç inandırıcı gelmiyor. Çünkü bu futbolla en fazla UEFA Kupası'na gidilir o kadar. Beşiktaş, Konya'da kim ne derse desin altın değerinde 2 puan bıraktı. Bu hafta oynanacak olan Trabzonspor maçını kazanmaktan başka çareleri yok. Yoksa bu sezon teslim bayrağı çekilir.