Ardıç gibi, hatta pek çok yazar gibi hayliyle beni de insafsızca infaz edenler var.. Çünkü ben ne dersem diyeyim bazıları ne dediğimi değil, ne demek istediğimi bile değil, "Bu ne demek?" demek için sırada bekliyor! Örneğin, üye olmadığım Facebook'ta birileri benimle ilgili bir sayfa açmış, bir arkadaşım hatırlattı da baktım.. Sayfada "Türk bayrağına bez parçası diyen Fikri Akyüz" mealinde bir başlık yer alıyor. Diyorlar ki: " BuFikriAkyüzdenenvatanhaini32.GünprogramındaTürkbayrağınabezparçasıdedi.." Oysa ben ne demiştim? Şunu: "Başörtüsüne bez parçası deyip de o nesneyi ve onu takanlara hakaret etmeyin.. Neticede Türk bayrağı da bir bezden imal edilmiştir ama kalkıp da bayrağa bez parçası demek gibi bir terbiyesizliğe imza atabilir miyiz? Kutsal olan şey, bezin yani başörtüsü ve bayrağın bezi değildir. Kutsal olan husus, başörtüsü takabilme hakkı ve hürriyetidir.. Kutsal olan husus, bayrağı bayrak yapan bir vatanın bağımsızlık ülküsüdür.." Bu sözlerimi çarpıtanlar da ne yazık ki çoğunluğu üniversite okumuş ve okuyan kişiler.. Bu "arkadaşlar"a şimdi çıkıp " Akşamsabunalıyorum " desem, inanıyorum ki bu cümleyi " Akşamsabunalıyorum " diye anlayacaktır.. Ya da " Bizimevdekileredeparkediyorlar " desem bunu da " Bizimevdekileredeparkediyorlar" diye anlayacaklarından eminim. Bir ara " İnciriMelis'ever " diye yazmıştım da İnci isimli bir üniversiteli kız az kalsın beni dava ediyordu. Çünkü bu cümleyi " İncirimelisever " diye anlamıştı. Eh "rimel"in İspanyolcası "maske", İngilizcesi ise "maskara" olduğu için " İncimaskarasever " diye tercüme etmişti. Oysa benim "maskara"larla işim olmazdı.. Üstelik "maske" de takmıyorum!