Hıncal Uluç, iki "E.A"ya (İKEA gibi okunuyor ama ilgisi yoktur!) yani Engin Ardıç ve Emre Aköz'e yönelik hakaret içeren öyle bir yazı yazdı ki, bunu yazmasam olmazdı.. (Sabah, 6 Şubat 2009)
Emre Aköz'ü bir başka yazıda yazmak üzere şimdilik Engin Ardıç'la olan kısmına bir bakalım..
80'li yıllarda, bugün Hürriyet'te yazan Mehmet Y. Yılmaz'la birlikte "Erkekçe" isimli dergiyi yöneten Uluç, Ardıç için bakın ne diyor:
"..Atatürk düşmanlığına başladın. Atatürk'e doğrudan sövmen suç olduğu için Atatürk'le ilgili herkes ve her şeye sövdün .. Başkent Ankara'dan, Bozkurt-Lotus Davası ile dünya hukuk tarihine geçmiş Mahmut Esat Bozkurt'a kadar. Yetmedi.. 'Kemalizm' diye ad takıp, Atatürk yasasından kurtulmayı başararak, Atatürk'ün her ilkesine sövdün.. Yetmedi.. Atatürk'le dalga geçmeye, alay etmeye başladın. En sonunda da ben hastanede iken 'Atatürk'ün hayatından film mi çıkar?.. Çıksa da bunu dünyada kim seyreder' deme ayıbını işledin.."
Ardıç'ı savunmak bana düşmez ama, yani el insaf..
"Türkiye'nin en entelektüel, en cesur, en üsluplu üç yazarından biri olan Ardıç'a "Atatürk düşmanı" diyebilmek için, ya okuduğunu anlamamak, ya Atatürk tüccarlığından rant, reyting ve tiraj devşirme gayesi gütmek ya da "megaloman" olmak gerekiyor..
Bakınız Ardıç ne diyor ve Uluç bu denilene karşı bakınız ne diyor..
Ardıç diyor ki: "Atatürk filmi olmaz, çünkü Atatürk filmi diye bir şey olmaz, olmaz çünkü 'Atatürk'ü oynayacak oyuncunun içkisi, sigarası, kumarı, çapkınlığı, gece hayatı olmamalı' şeklinde fetva veren çeşitler çıktılar piyasaya.."
Uluç cevap veriyor: "Ardıç, Atatürk'e sövüyor. Atatürk'le dalga geçmeye, alay ediyor. 'Atatürk'ün hayatından film mi çıkar? Çıksa da bunu dünyada kim seyreder' deme ayıbını işliyor."
İşte bir yazarı, söylemediği sözlerden dolayı bir takım mahfillere yem olarak atan, bunu pervasızca dile getiren Uluç gibi yazarlar ne yazık ki Türkiye'nin vicdanına çivi, üstelik paslı bir çivi saplamaktan imtina etmiyor.
Mahmut Esat Bozkurt gibi, ırkçı laflarla temayüz eden bir insanı eleştirmek ne zamandan beri Atatürk'e sövmek oldu?
18 Eylül 1930 tarihli "Anadolu" gazetesinde " Öz Türk olmayanların, Türk vatanında bir hakkı vardır; o da hizmetçi köle olmaktır " diyen Bozkurt'un bu sözlerini eleştirmek sövmek midir?
Aynı Uluç, dünkü Sabah'ta bu kez, çarşaflı kadınları üye yaptı diye "CHP'ye oy vermek Cumhuriyet'e ihanettir" diye yazabiliyor..
Böylece CHP'ye önümüzdeki seçimde oy verecek olan milyonlarca insanı Cumhuriyet düşmanı, dolayısıyla Atatürk düşmanı olarak itham ettiğinin farkında değil midir?
Farkında mı bilmiyorum ama Uluç örneğin şunun farkında hiç değil..
Ardıç'a cevaben yazdığı yazıda diyor ki: " Yanılıyorsun Engin.. Ben megaloman değil, Megalo'yum.. Hele senden o kadar büyüğüm ki, attığın çamurlar ancak papucuma ulaşır. Onun da ceremesi 50 kuruş boya parası.."
Yani Uluç, megaloman sözcüğündeki "man"ı kabul etmiyor..
Eh, "man" da "erkek" ya da "adam" anlamına geldiğine göre, Uluç şunu demeye mi getirmiş oluyor?
"Ey Engin, ben Erkekçe'yi çıkardım ama, bakma ben Kemalizm'i eleştirecek kadar 'erkek' değilim.. "
Uluç belki de şunu demek istiyor:
"Ey Engin, ben megaloman değil, megalo'yum.. Ben adam madam değilim.."
Zaten Ardıç da "Sen megaloMadam'sın" dememiş ki..
"Adam " yerine koyup "MegaloMan" demiş!