Edirne'deyim ve fena halde canım ciğerim hallerdeyim. Buraya kadar gelip de menşur
Tava Ciğeri yemeden dönmek olur mu? Hem de millet ta nerelerden, İstanbul, Çanakkale, Tekirdağ'dan falan gelip sadece ciğer yiyip dönerken
.Sırf onlar mı, Bulgar'dan, Yunan'dan bile koştura koştura gelen var. Sırrı ne derseniz kısaca tüyosu şu; Bi kere Edirne yöresinde yetiştirilmiş dana cinsi büyükbaş hayvanlardan elde edilecek o karaciğer.
Sonrasında yine yöreye ait buğday unu ile ayçiçeği yağı kullanılarak üretilecek.
Hazırlanışı, pişirilişi ve servisi de ustalık gerektiriyor o da ayrı.Yanına olmazsa olmazı da var. Yine Edirne mahsulü, doğal yoldan özel kurutulmuş kızartılmış kırmızıbiber olacak.
İŞİN SIRRI Burada ustaların başında gelen
Niyazi'ye soruyorum...
- Ne yani biz bunu İstanbul'da yapamaz mıyız? - Yapamazsınız abi.
- Nedenmiş... - Çünkü biz Trakya yöresinde yetişmiş ve doğal meralarda beslenmiş o kokulu güzel otları yemiş danaların ciğerlerini kullanıyoruz.
- Bu mudur yani? - Savaş abi dahası da var. Bak mesela dana ciğeri günlük ve taze olacak. Çok pişmiş derseniz çıtır olur, az pişmişi bol vitaminli.
- Ağzımı fena yakan şu biber de özel galiba? - Biber olmadan eksik kalır sofra. Dükkandaki kızgın yağ sesinin yanında biberin ısırığındaki çıtırtıyı duyacaksın Savaş Abi.
- Tek usta sen misin peki? - Hayır mesela
Kazım İlhan usta da var,
Aydın Usta var. Allah herkesin rızkını ayrı veriyor, hepimiz sevilen esnaflar oluyoruz.