Dört gün evvel, Fortis Türkiye Kupası'nda üstelik deplasmanda, rahat bir skorla yendiği Antalyaspor'a karşı Beşiktaş'ın evinde baskılı oynayacağını düşünmüştüm. Açıkçası düşündüğüm gibi olmadı. Kendi evinde taraftar desteğini arkasına alarak maça başlayacaksın ama, gol umutların arasında bulunan, bilhassa da formda Holosko ve Bobo'yu kulübede oturtacaksın. Bunun üstüne yedi defans orjinli oyuncuyla sahaya çıkması Beşiktaş'ın gol pozisyonu üretmesini engelledi. Böyle olunca da Siyah-Beyazlı takımın ilk yarı boyunca akla takılan bir gol pozisyonu dahi olmadı. Bir de Djiehoua'nın direkten dönen topu gol olsa bak sen o zaman cümbüşe... Allah'tan Tello sol ayağıyla sağ çaprazdan nefis vurdu ve Ömer'i avladı. Açıkçası tecrübeli file bekçisi Ömer de böyle bir şut beklemiyordu... İlk yarı boyunca Antalyaspor çok kötü bir oyun ortaya koyarken, Beşiktaş, tek forvet oynayan, hücumda çoğalamayan, kanatları kullanamayıp rölanti bir oyun görüntüsü veren takım hüviyetindeydi. Yusuf ve (yazmaktan kalemler tükenecek) gitmesi için takım aranan Cisse'siyle, Kara Kartal futbol olarak pek bir ümit vermedi. Fenerbahçe ve Sivasspor'un ikişer puan kayıpları bile şampiyonluk mücadelesinde Beşiktaş için doping etkisi yapmamış. İkinci yarıda Serdar Özkan yerini Holosko'ya bırakırken, Yusuf biraz kıpırdayıp, Holosko da hücuma dönük artı güç katınca Beşiktaş, ikinci yarı daha etkin bir görüntü içine girdi. Doğal olarak pozisyonlar da buldu. Bu arada kontrataklarla gol arayan Antalyaspor'un, Djiehoua ile 2 net pozisyonunu değerlendiremediğini ve Beşiktaş'ta da yorgunluk belirtilerinin ortaya çıktığını son bir not olarak ekleyelim.