Antalya dünyanın hem turizm hem de ara sezonda bin takımın kamp için seçtiği bir spor merkezi. Bardağın diğer tarafına baktığımızda maç, gecekondu gibi bir statta oynanıyor. Ve tribünler yarı yarıya boş. Şehirde sporla ilgili hiçbir heyecan yok. Belediye desteği olmasa Antalyaspor'un Süper Lig'de kalması bile mümkün değil. Turizmciler küstürülmüş. Daha doğrusu sivil toplumun Antalyaspor'a katılımı engellenmiş. Yani 'Benim olsun küçük olsun' anlayışı açıkça ortada...
Beşiktaş'ta ise hergün yeni bir bomba patlıyor. "3-4 maç oynayan Higuain için 1,5 milyon dolar ödenecek" haberi bugün medyada yer aldı. Yazıklar olsun... Okyanuslar ötesine de paraları hibe etmişiz. İşin en acısı, ödenmezse UEFA tarafından üç puanın silinecek olması. Neyse, bu olumsuz haberlerin biteceği yok...
***
Biz geçelim maça...
Antalya'da yağan yağmur futbolcunun ayakta kalmasını zorlaştırdı. Tabii top kontrolünü de... 10. dakikadan itibaren, önce İbrahim Toraman sonra Holosko yan topla kafayı çaktı ama gol gelmedi. Daha sonra Serdar Özkan'ın üstün gayretiyle top, sakatlıktan yeni kurtulan Bobo'nun önünde kaldı ve bir üst vuruşla skor 1-0.
İlk yarıda Bobo ve Holosko'yu gayretli gördüm. Gökhan Zan da diğer maçlara oranla daha iyiydi. Diğer futbolcular vasat bir görüntü içindeyken, Cisse yine uyurgezer gibiydi. Antalyaspor ise saman alevi gibi yanan birkaç atak dışında iyi bir performans gösteremedi.
***
İkinci yarının hemen başında Bobo penaltıyı gole çevirirken, Fortis Türkiye Kupası'nda yarı finalin ışıkları da göründü.
Skoru muhafaza etmek düşüncesi Beşiktaş'ta tempoyu iyice düşürürken, Antalyaspor cılız ataklarla pozisyon bulmaya çalıştı.
Merak edilen ise son 7 dakika oyuna giren, yeni transfer Erkan Zengin'di. İlk maçında heyecanın da etkisi olabilir, oyuna artı bir zenginlik getiremedi...
Bana göre Beşiktaş Türkiye Kupası'nda adını yarı finale yazdırdı... Antalyaspor'un İstanbul'daki rövanş maçında bir sürprize imza atmasını beklemiyorum.