Bugün yine çek meselesinden bahsedeceğim. 'Bu konuyu kapattık, artık işlemler başlar' diye düşünürken, gelen telefonlar giderek çoğalmaya başladı. Hatta neredeyse telefonlara bakmaktan başka iş yapamaz olduk.
Konuyu biliyorsunuz. Prof. Dr. Adem Sözüer gazetemize yaptığı açıklamada karşılıksız çeke ceza veren yasanın yeni TCK'ya uygun hale getirilmesi için son tarihin 31 Aralık 2008 olduğunu, bu günde geçtiği için bir hukuki boşluk doğduğunu anlatmıştı. Detaylarına çok girmeyeceğim; 2 gün üst üste konuyu haberlerimizde anlattık. Ertesi gün TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ve Başkanvekili Hakkı Köylü de gazetemize benzer açıklamalar yaparak adeta 'af' çıktığını anlattı. Aradan 28 gün geçti ve herkesin kafası karışmaya başladı. Vatandaş avukatlarına gidiyor, aldığı cevap, "Haberim yok" oluyor. Sonra sarılıyor telefona bizi arıyor. Nereye başvuracağını soruyor. Bu konuda avukatların araştırma yapması ve müvekkillerine yardımcı olması gerekiyor. Sanırım mahkemeler de karar verecek ve belki konu Yargıtay'ca da ele alınacak.
Hukukçular bunun usulünü çok daha iyi biliyorlardır. Biz sadece ortadaki hukuki durumu haberci olarak sizlere en yetkili ağızlardan aktarmış olduk. Ama ortadaki kaosun da bir an önce giderilmesi gerekiyor. Bu arada gelen telefonlardan anlıyoruz ki, birçok cezaevinde örnek dilekçeler hazırlanmış ve yönetimlerce mahkumlardan dilekçe yazmaları istenmiş. Çok sayıda mahkum da dilekçelerini cezaevi yönetimlerine vermişler. Sanırız bu dilekçeler işleme konulduğunda mahkemelerce kararlar verilecek ve bir sonuç çıkacaktır.