Önce Doğu Kudüs'e çevirdim yönümü. Kapalıçarşı'dan geçtim, durdum, ahbaplıklar, sohbetler kurdum Filistinlilerle. Dükkanlar sinek avlıyor, kepenklerin çoğu kapalı. Esnafın çoğu kendini kahve dertleşmelerine vurmuş. Kimi zaman sıkıntı dağıtmak için tavlaya, nargileye sığınıyor dertli başlar. Sokak aralarından dolaşıp evlere, avlulara dolandım. Orada efsanevi direnişlerin dev analarını Filistin kadınlarını gördüm. Herkes biliyor ki Filistinli kadınlar ve genç kızlar yeri geldiğinde büyük bir cesaretle davanın en ön saflarında bulunmaktan çekinmemekte, kendi canlarını da ortaya koymakta. Filistin direnişi bunun örnekleriyle de dolu.
KÜÇÜK GENERALLER Arafat'ın "benim küçük generallerim" dediği çocuklarla da tanışıp, top oynadım, şakalaşıp gülüştüm. Gençlerle muhabbet ettim. Sonra en önemli camilerin olduğu yerlere yürüdüm. Malum Müslümanlar açısından Kudüs, Mekke ve Medine'den sonra gelen üçüncü önemli belde. Çünkü Hz. Peygamberin hayatında önemli bir hadiseye ev sahipliği yaptı bu bölge. Muhammed Mustafa son namazını kılıp buradan yükseldi gök katına.
ADAK NE Buranın esas adı Moria Dağı. Ziresinde inşa edilen Mescid-i Aksa ile Kubbetu's Sahra, Kudüs'de Müslümanların zihnindeki ölümsüz hatıraları canlı tutan semboller. İşte bu fotoğrafı akşam namazı sırasında El Aksa Camii şerifinde çektim. Namaz sonunda kısa sohbetimizde dualarını Filistin şehitlerine ve savaşın bitmesine adadıklarını anlattılar.