Z'den A'ya dedim tuttum sözümü. Zonguldak'tan başladığım Karadeniz turuma 15 gün sonunda Artvin'de son noktayı koydum. O zaman şimdi bu "butik şehri" anlatayım, Artvin'i kendi kavlimce tanıtayım devirsi günlerde de seyahatin genel değerlendirmesini yapayım. Butik şehir adını takışım boşuna değil Artvin'e. 5 yıldızlı görkem otelleri yanında butik oteller küçüminnacık ama zarif, hoş, renkli, sıcacık durur hani, Artvin'de öyle işte. Yüzölçümü bir yana kent içi hap kadar bir yer. Döne kıvrıla çıkıyor, iniyorsun hep. Şehir tepelerden ayrı güzel, şehirden tepeler ayrı güzel görünüyor. Daracık yolları samimiyeti perçinliyor sanki.

BRAVO BELEDİYE
Belediye iyi çalışıyor, kültür faaliyetleri tıkırında işliyor, halk şiire, şarkı türküye, dansa, folklora, mutfağa, spora, sanata pek düşkün ohh! Çoruh nehri sanki damarına kan pompalamış Artvin'in. İki yanına kurulu bu şehri kendisi gibi coşkun, kıpırdak, heybetli, sevecen insanlarla bezemiş. Konukseverlikleri üzerine kitap bile yazarım. Kısa sürede amma da dost biriktirdim orada yaşasın.

OLAY YOK SEVGİ VAR
Yeri değil ama araya şu cümleyi atmaya can atıyorum. Arabanı içinde değerli eşyalarla açık bırak, ev kapını kilitlemeden yat dirhem risk yok, emniyettesin, güvendesin, huzurdasın. Dünyanın en büyüklerinden olacakmış dedikleri Deriner Barajı'nı gösterdiler bana. Türkiye'de yanına yaklaşacak cüssede baraj zaten yokmuş. Gidip görünce kendimi sinek gibi hissettim valla. Kayalar dağlar ulu, tüneller iri kıyım, araçlar dev anası, sular derya deniz oyy!.. Coşkun Aral hep anlatırdı gel gel ederdi. Mayıs ayında Kafkasör Şenlikleri'ne bu defa niyetim sağlam, gideceğim inşallah. Hani boğalar güreşiyor kafa göz tokuşuyor ya, o işte. O mevsimde cennete dönüşen yaylalarına ziyaret etmeden de dönmem elbet.

BU DOSTLAR OLMADAN
Haa bir de Artvin'e yine gittiğimde Kaçkar Alabalık Restorana, Kafkasör Doğa Restorana, Mersivan Kayak Merkezi'ne gitmeden etmem, yanıma Ömer Yılmaz kardeşimi, Mustafa Kemal Yılmaz abimizi, diğer dostlardan Metin Kılıç, Orhan Yazıcı, Adnan Bibinoğlu, Metin Okumuş'u almadan adım atmam hiçbir yere. Hele hele Yaşar Gerez, Yüksel Gerez kardeşlere saz çaldırmadan, Hakan Gümüş Ali Pişkin ve Şeref Öngüner'in folklorcuları olmadan kıpırdamam hiçbir yere. Bir de tatlı çekişip, hem siyasi hem kültürel tartışmalar yaptığım Belediye Başkanı Emin Bey'le mutlaka bir tavla atarım.