Maç öncesinde Skibbe'nin taktiği üçlü defans önünde dörtlü orta saha, önlerinde Lincoln ve en uçta çift forvet Baros ve Nonda olarak görünüyordu. Böyle bir diziliş nasıl bir sonuç getirirdi. Ama futbolun kafa patlamayı pek gerektirmediğini de Lincoln Kaptan dün gece yine kanıtladı.
Oyun dengeli başlamıştı aslında. Gençlerbirliği de golü düşünerek oynuyordu. Nitekim Meira'nın hatasından öne de geçtiler. Bu gol öncesinde Santics de topu auta gidecekmiş gibi seyrederek hataya ortak oldu bize göre. Burhan da Portekizli futbolcunun ikramını geri çevirmedi ve takımını öne geçirdi.
Golün daha hemen ardından Lincoln sahne aldı. Baros 'Hep sen mi bana attıracaksın?' dercesine Brezilyalı ustayı gördü. O da fileleri. Lincoln'un borcunu ödemesi sadece 10 dakika sürdü. Sağdan neredeyse sıfıra kadar indi ve bu kez o Baros'u gördü. Galibiyet golü filelere giderken taraftarlar coşuyordu. 4 dakika sonra da Lincoln bu kez Nonda'yı buluşturdu topla. O da Arda'yı gole kavuşturdu. Skorboard 42'yi gösteriyordu. Brezilyalı yıldıza 14 dakika yetmiş Galatasaray 1-0'dan 3-1'i bulmuştu bile.
Evet ustalar yine işbaşındaydı. Hacettepe- Berlin-A.Gücü üçgenine Gençler de ekleniyordu artık. İkinci yarıda usta takımın egemenliği sürdü. Çünkü kadrodaki kalite farkı sahaya yansımıştı.
***
Kaptan Lincoln önderliğinde herkes görevini eksiksiz yapıyordu. Yalnız maçın son bölümlerinde geriye çok yaslanıp rakibe çok şans yarattılar.
Halis Özkahya maçın başında Baros'un düşürülüşünde temas olduğuna kendisinin de inandığını Çek oyuncuya kart göstermeyerek kanıtladı.
İkinci yarıda da Barış'ın kafa şutunda top bize göre çizgiyi geçti. Del Piero bu konuda ne der bilemem ama yan hakemlerin artık bu tip pozisyonlarda zayıf kaldığı bir gerçek. Barış'ın pozisyonunda ise devam kararı doğruydu çünkü top ele çarptı. Sonuç olarak Galatasaray'ın zirve yürüyüşü emin adımlarla sürüyor.
Ustalara Saygı Kuşağı'nda her maç tadına doyulmaz futbol klasiklerini izlettiriyorlar bizlere gerçekten.
Haftanın açılışını mükemmel yaptılar rakiplerine göz dağı verdiler..