Adı Ali Kızıl. 54 yaşında 9 çocuk babası bir Harranlı o. Evini otantik ve turistik halde tutmuş, çocuklarını profesyonel birer turizmci gibi yetiştirmiş. "Ben ancak Türkçe, Arapça konuşabiliyorum ama evlatlar 7-8 dil biliyor. Japonca, Macarca, Rusça da dahil" diyor. İtalya'ya, İngiltere'ye davetler almış, gitmiş. Orada sanat tarihi ve kültür konferanslarında onur konuğu olarak ağırlamışlar onu. Harran'a gelen bizim evi, avluları, içerideki mağara gibi tünelleri görür, resim çeker, filme alır gider ülkesinde gösterir. Beni kültür bekçisi ilan ettikleri için çok seviyorlar" diyen ağzı sonra gururlu gülüşler için yayılıyor yüzüne.
GEÇİM ÇIKIYOR Kızları mahalli giysiler içinde birer ceylan güzeli gibi. İşten evlenmeye vakit bulamamışlar. "Evde kalma korkumuz yok. İsteyenimiz çok ama koca evine kapanacağımıza baba ocağında dünyanın her yerinden gelenlerle ahbap dost oluyoruz. Hem de geçimimiz çıkıyor" diyen genç kızlar çay demliyor, mırra veriyor bize.
AMERİKAN DERGİSİNE ÇIKTIK Anneleri de ara sıra yardım ediyor kızlarına. Soruyorum...
- Erkek kardeşleriniz çalışmıyor mu? - Küçükler okula gidiyor...
- Ya büyükler? - Onlar da motosikletle Harran girişinde bekler hep...
- Niye ki? - Turist rehberliği ederler. Hem bizim evi hem Harran'ı gezdirirler. Harçlıkları çıkar.
- Fotoğraf çekmeme izin var mı? - Sen bizim abimizsin. Çekersin elbette. Zaten geçen ay Amerikan dergisinin kapağında da çıktık.