Türkiye'de 'kriz' lafı konuşulmaya başladı mı, bunun toplum üzerinde ciddi psikolojik etkisi oluyor. Çünkü biz bunun acısını 2001 yılında kötü hissettik. Şu anda dünyada yaşananların hiçbiri bizde görülmemesine rağmen bu kötü psikolojiyle tedirgin oluyoruz. Tedbirli olmak başka şey, tedirgin olmak başka. Tedbirli olalım ama tedirgin olmayalım. Bu konuda bazıları kasıtlı olarak moral bozuyorsa onlara da prim vermeyelim. Zaman zaman İstanbul'da alışveriş merkezlerini ve marketleri dolaşarak çarşı pazarın havasını almaya çalışıyorum. Buralarda özellikle hafta sonları iğne atsanız yere düşmüyor. Kimisi buna bakarak 'Tamam her şey yolunda' diyor. Ama benim ölçüm alışveriş merkezlerinin otoparkları değil. İlk olarak ölçüyü kasalardaki kuyruklardan alıyorum. Bu kuyruklar eğer uzunsa, kalabalık alışveriş ediyor demektir. Kuyruklar azsa, 'İnsanlar sadece gezmek için gelmişler' diye düşünüyorum.
İkincisi ise bu merkezlerdeki yeme içme bölümleri. Buralarda tenhalık varsa, sıkıntı işareti oluyor.
YEME-İÇME DEĞİŞMEDİ Son gözlemlerimde merketlerin kuyruklarında az da olsa bir azalma var. Kriz psikolojisi olumsuz etkiliyor. Ama bayramın yaklaşıyor olması biraz canlandırabilir. Yeme içme bölümlerinde bir değişiklik yok. İnsanlar dışarıda yemeye devam ediyor. Bu arada konuştuğum mağaza sahipleri ise son olarak İTO'nun başlattığı alışveriş kampanyası ile biraz nefes almışlar. İndirimler vatandaşın yüzünü güldürürken, satışların da yüzde 20 artmasına yol açmış. Esnafın umudu yine bayram.