Zaman zaman karşılıksız çekler yüzünden hapislere düşen esnafın dramını gündeme getiriyorum. Çözüm için yasal düzenleme gerekiyor. Bu konudan mağdur olup hatta hapis yatan bir okurumun verdiği bilgiler ışığında bugün işin bir başka boyutunu anlatacağım. Türkiye'de şirket ortaklarının genelde imza yetkileri olmuyor. Sadece ikisinin imza yetkisi oluyor ya da tümü bu yetkiyi dışarıdan maaşla çalıştırdıkları bir müdüre devrediyorlar. Böylece şirket sahipleri tüm sorumluluğu bu müdüre devretmiş oluyor. Bu müdür mülkün sahibi olmadığı halde yönetim adına çekleri kesiyor, her türlü belgeye imza atıyor. Yapılan işte zarar ya da iflas söz konusu olduğunda şirketlere ceza verilemediği için kanun karşısında sorumluluk bu müdürde oluyor. Böylece maaşlı müdür tüm borcu üstlendiği gibi karşılıksız çekin de cezasını çekiyor. Diğer ortakların vergi dışında hiçbir mali sorumluluğu olmuyor. Dolayısıyla şirket batınca tüm ortaklar ceketlerini alıp giderken tüm borç ve cezalar gariban imzacı müdüre kalıyor. Alacaklı firmalar bu müdürü tanıyor ve hacizler onun üzerine geliyor. Üstelik karşılıksız çekler yüzünden hapis cezaları da veriliyor. Bunu bilen bazı uyanıklar piyasada paravan şirketler kurarak dolandırıcılık bile yapıyorlar. Suç buldukları maaşlı imzacıya kalıyor. Okurum da bu şekilde imzacı müdürlük yaptığını ve 14 ay hapse girdiğini belirtiyor. Müdürlük yaptığı şirketin ortakları 2004 yılında piyasaya 20 milyon YTL borç yaparak ortadan kaybolmuşlar. Dolayısıyla tüm sorumluluk okurumuza kalmış. Bu tür kötü niyetli kişilerin insanların hayatlarını alt üst etmesine izin vermemek gerekiyor. Bunun için de yukarıda belirttiğimiz gibi yasal düzenlemeler şart.