Gündemime başka konular girdiği için, bugünkü yazımı sizlere biraz gecikmeli olarak sunuyorum.
Soysal Danışmanlık tarafından düzenlenen Perakendecilik Günleri 08'nin açılış günündeydim. Etkinliğin davetiyesi son derece bilgilendiriciydi. Lütfi Kırdar'da süren tadilat çalışmaları nedeniyle kapalı yollar ve mevcut otoparkları gösteren bir haritayla birlikte geldi.
Genelde geç başlayan oturumlara nispet, Perakende Günleri tam zamanında başladı.
Sabah trafiğine takılan bendeniz birkaç dakika gecikmeli olarak salona geçtim. Basın için ayrılmış koltuklardan boş birine oturdum. Yanımda duayen halkla ilişkiler uzmanı Ali Saydam oturuyor. Arada laflıyoruz.
***
İlk sunumu konferansın ana sponsoru Multi Turkmall CEO'su Levent Eyüboğlu yaptı. Konuşmasına nelerden bahsedemeyeceğini sıralayarak başladı. Çünkü Suat Soysal, "alışveriş merkezi kiralarından, ekonomik krizden bahsetme, reklam da yapma" demiş. Eyüboğlu da "geriye ne kaldı?" diyerek itirafta bulundu.
Zaten konuşması da maalesef tezi olmayan, doyuruculuk ve etkileyicilikten uzak bir cümleler sıralaması olarak kaldı. Tek düze, heyecansız...
Konuşma yapan kişiler eminim başka konuşmacıları dinliyorlardır, bir sürü etkinliğe katılıyorlardır. Kimse fark etmiyor mu; sıkıcı ve uzun konuşmaların dinleyiciyi canından bezdirdiğini? Sunumu izlemeye çalışıyorum ama sahnede de bir renk karmaşası var; gözü yoruyor.
Acaba sahneden dolayı mı konsantre olamıyorum diye düşünürken, beynimi okuyan Ali Saydam, arka fonun açık renk ve düz olması, konuşmacıların koyu renk takımla çıkmalarını, kırmızı veya sarı kravat takmalarını, ışığın da tepeden ve önden verilmesi gerektiğini söylüyor. Evet, çok doğru. Çünkü ışığın sadece tepeden verildiği geniş sahneye siyah, turuncu ve beyaz renkler hakim.
Sahneye çıkan konuşmacı o koyu renklerin ve logoların arasında kayboluyor.
Üstelik ilk iki konuşmacının da açık renk takım giymesine rağmen.
***
Açılışta, ana sponsordan hemen sonra konuşan Apple'da uzun yıllar çalışmış Guy Kawasaki'yi dinleyen 3 bin sektör çalışanı ve yöneticisi biraz daha iyi vakit geçirdi. Tezini sıralayarak kısa ifadelerle sadeleştiren Kawasaki güler yüzü ve İstanbul'un güzelliğine dair esprileriyle sempati topladı. Ancak, "anlam yaratın, benzersiz ürün veya hizmetinizin müşteri için değeri olsun, müşterilerinize odaklanın; rakiplerinize değil..." gibi bilinen ama belki unutulan kavramları söylemekten öteye gidemedi.
Etkinlikte daha sonra, ana oturumlardan farklı olarak, tiyatro kurgusu içinde yöneticiler tarafından sektörün sorunları aktarılmış.
İlk kahve arasında kaçmak zorunda olan ben, yönetim tiyatrosunda rol alan Osman Benzeş, Sinan Öncel, Sedef Orman gibi tanıdıklarla ancak ayaküstü sohbet edebildim.