Yepyeni bir Atatürk ile tanışmak ister misiniz? Ya da tanıdığınızı sandığınız Ulu Önderimizin yeni bir tarafını keşfetmek? Ve onun da tıpkı bizler gibi zaafları, korkuları, zayıflıkları olan bir insan olduğunu öğrenmek? Atatürk'ün askeri, siyasi ve insani yönlerini resmi dilin dışına çıkararak anlatan 'Mustafa' filmi, bugün vizyona giriyor. Can Dündar'ın yazıp yönettiği, müziklerini Saraybosnalı Goran Bregoviç'in bestelediği, Atatürk'ü seyirciye yeniden tanıştıracak filmi, özel bir davetli topluluğuyla 2 gün önce Dolmabahçe Sarayı'nda seyretme şansını buldum. Meclis Başkanı Köksal Toptan, Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt gibi protokol isimlerinin de hazır bulunduğu tören, Dolmabahçe'nin büyülü bahçesine kurulan bir çadırda gerçekleşti. Böylesine özel bir filmi, bu denli temasına bağlı özel bir mekanda seyretmek olağanüstüydü. 'Film' diyoruz ama izleyeceğiniz şey aslında sinema tadında bir belgesel. Animasyonlar, seslendirmeler, Atatürk'ün günlüğünden alıntılar, belgeler bu kadar güzel kullanılır. Derlenip toplanmış ve ortaya etkileyici bir film çıkmış. Galada sahneye çıkıp bir konuşma yapan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, belgesele sponsor olmalarının altında yatan bir sebebin de, isminden kaynaklandığı söyledi. 'Mustafa', sadece Mustafa, ön adıyla. Atatürk'ün insani yönünü anlatan, en derinine inen ve zaman zaman ağlatan dokunaklı bir kurgu. Film bitip de ışıklar açıldığında tek hayalim, koridordan bir anda çıkıp aramızdan yürüyecek Atatürk'tü. Böyle bir film ne güzel tamamlanırdı. Onu görmesem de, bizzat tanımasam da, herkes gibi onu özlediğimi hissettim. 'Keşke şuradan çıkıp gelse' dedim. O gelemiyor ama siz mutlaka gidin ve seyredin.
Filmdenaklımdakalanbazınotlar: Babasını küçük yaşta kaybetti; annesiyle de çok vakit geçiremedi. 18 yaşında asker ocağına yazılarak ana yuvasının sıcaklığını orada aradı. Annesini, zaman geldi, dinlemedi. Bağımsızlığını ve özgür iradesini seçti. Annesiyle yeniden kavuştuğu dönemde, Başkomutan'dı ama evde hâlâ anasının evladıydı. Yalnızlık ve bağımsızlığını seçti ama ölümünden önceki 10 yılda mutsuzdu. Orduları yönetti, ama bir kadını idare edemedi. Latife ile 2.5 yıl evli kalabildi. Avrupa'da yüzyıllar süren devrimleri o çok kısa sürede yaptı. Bu devrimler anlatılırken Türkiye'ye biraz politik olarak dokunuldu. Günde 3 paket sigara, 15 fincan kahve ve akşam yemeğinde bir şişe rakı içerdi. Atatürk'ü seslendiren Yetkin Dikinciler ile kokteylde fotoğraf çektirmek isteyen bir sürü kişi vardı.