Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin organizasyonu TÜRSAK'a geçtiğinden beri her yıl festivale katılıyorum. Bu nedenle de festivalin giderek iyileşen çehresini yakından takip edebiliyorum. Özetle; bu seferki festival en iyisiydi. Organizasyonda neredeyse aksaklık yaşanmadı. Çok çok iyi yabancı yıldızlar ülkemize getirildi, hem de parasız. Kevin Spacey, Adrian Brody, Mickey Rourke ve Marisa Tomei gibi Oscarlı yıldızlar festivale renk kattı. Festivalin kapanış törenini, Emmy töreninin havasını solumuş olan Cengiz Semercioğlu ve başarılı televizyoncu Ayşenur Arslan ile beraber izledim. Sahnede gerçekleşen her durumdan sonra birbirimize bakıp ya onay veriyor ya da eleştiriyorduk. Festivalin genel akışı mükemmele yakın, ancak açılış ve kapanış törenleri daha profesyonel olmalı konusunda hemfikiriz. Spontane konuşmalar yetkilileri sıkıntıya sokabilir. Eşref Kolçak'ın karşısındaki politikacılara 'beyin özürlüler' demesi, Bakan Günay'ın koltuğundan fırlayıp mikrofonu kaparak duayen oyuncuya sahnede cevap vermesi, Egemen Bağış'ın birden sinirlenerek ülkenin son dönemde geldiği iyi durumu örneklerle açıklaması, ödül alanların ithaf ettikleri kesimleri siyasilere muhalif yönde seçmeleri... Bir de sahne arkasından İngilizce çeviri yapan kızın hem İngilizcesi yeterli değildi, hem de ses tonu kötüydü. Mikrofondan tüm açıkhavaya dağılan sesi, izleyicilerin yüzlerini ekşitti. Hatta Jüri Başkanı Tuncel Kurtiz'in mırıldandığı bir türküyü de İngilizce'ye çevirecek diye, sunucu Levent Üzümcü'nün ödü koptu ve zaten esprisini de yaptı. Cannes'dan 'En iyi Yönetmen' dalında Altın Palmiye ile dönen 'Üç Maymun' filminin, Antalya'da sadece 'En İyi Özel Efekt' dalında ödül alması epey tartışıldı. Ödüllerin gençlere gitmesi de diğer açıdan baktığımızda, sevindirici. 'En iyi Kadın Oyuncu' ödülünü, geçen yılın 'En İyi Erkek Oyuncu' ödülü sahibi Murat Han'ın elinden alan Nurgül Yeşilçay'ın Sezen Aksu açıklaması biraz gereksizdi; bile bile magazine malzeme verdi. Üzerine bir de ödüle bakıp, "Bu muymuş" demesi izleyenleri şaşırttı. Belli ki, "Ödül alıp sahneye çıktığımda bu lafları edeceğim" diye önceden çalışmış. Normalde süper bir oyuncu ama sahnede hiç de öyle değildi. Hepsiyle sohbet etme imkanı bulduğum Oscarlı oyuncuları burada anlatmaya yerim kalmadı. Ama kısaca, şunu belirtebilirim ki, hepsi kaprissiz, son derece normal, karakterleri oturmuş, sakin, kibar insanlar. Kevin Spacey, herkesin gönlünü fethetti; sabah kahvaltılarını açık büfeden yedi (daha önceki yıllarda yıldızlar odalarından pek çıkmıyordu), yanına giden herkesle konuştu, eğlencelere katılıp dans etti. Cinsel açıdan kadınlardan hoşlanmadığını bilsek de, hepimizin favorisi o, çok tatlı. Tabii, çok şık giyinen (Zegna'nın reklamında yer almıştı) Adrian Brody de annesini yanından ayırmamasına karşın insani ve düzgün biri. Bir yıldız; sakin, ermiş, farkında... Seneye festivali dört gözle bekliyoruz. Bu duruma geldi inanın.