Bir gün yazım çıkmazsa hemen heyecanlanıp bana e-mailler atan sevgili okuyucularım; bizim katta tadilat olduğundan odam boşaltıldı, 3 haftadır bilgisayarıma kavuşamadım. Bu nedenle geçen haftalarda yazımı sizlerle buluşturamadım.
Ama şimdi size çok keyifle okuyacağınız bir kitaptan bahsedeceğim.
***
Daha önce 'Alışverişe Kahve Molası' adlı ilk kitabıyla tanıdığım, geleceğin potansiyel yazarlarından birinden sizlere bahsetmiştim.
Neslihan Özyükseler. Alışverişsiz yapamayan kadınları bir güzel anlattığı, bir çırpıda okunan ilk kitabı yüzümde gülücüklere sebep olmuştu.
Yazılanların hepsi doğruydu. Ayakkabısız, marka kıyafetsiz yapamayan biz kadınlar...
Ve kitabın yazarı ilk kitabında çok heyecanlıydı.
Kitabını bitirip yayınevine teslim ettiğinde rüya gördüğünü bile düşünmüş.
Kitabı raflarda yerini aldıktan ve başarıya ulaştıktan sonra cesaretlenip bu ikinciyi yazmış. Etrafında baktığı her şeyde yeni kitabının kahramanlarını görmüş.
"Hayatımızda çekim yasası varsa, umarım kaderimde birçok kitap yazacağım yazılıdır" diyor yazar. Bence devam etmeli...
Çünkü heyecanı, samimiyeti, sıcaklığı sayfalara döktüğü cümlelerine o kadar güzel yansıyor ki...
***
Neslihan ikinci kitabını çıkardı; bu sefer isim 'Alışverişe Aşk Molası'. Bu kitap daha romansı, daha hikayeli... Daha az marka ismi geçiyor.
Başarılı, çekici, dışarıdan bakıldığında parıltılı yaşam süren üç genç kadının maceralarını anlatıyor. Aşkın peşinden koşan bir kadın, yasak bir aşkın pençesinde kıvranan bir başka kadın, kocası tarafından aldatılan bir başka kadın. Ortak gayeleri, herkes gibi, mutlu olmak.
Her bir karakter içimizden biri gibi; çok doğal ve samimi bir anlatım kitaba hakim.
***
Kitapta kadın karakterlerin yanı sıra elbette erkekler de var. Erkekler olmazsa zaten böyle aşk romanları var olamaz, değil mi? Kararsızlık içine bocalayan Oğuz, karizmatik ve gizemli adam Can, karısı ve sevgilisi arasında kalmış Bülent, kitabın yan karakterleri.
Bu roman renkli; içinde iyilik, kötülük, mutluluk, aldatma, kıskançlık, dibe vurma, terk edilme, şiddet, başarı, eğlence ve hüzün var.
250 sayfayı bir çırpıda okuyuveriyorsunuz; hazır yaz bitmeden kafanızı dağıtmak için bir göz atın derim.