Malum hepimizin haftanın günlerine serpiştirilmiş ve mutlaka izlediğimiz dizilerimiz var. Benimkilerin başında 'Elveda Rumeli' geliyor. Bir de Kavak Yelleri... İkisinin ortak özelliği sımsıcak olması sanıyorum. Özellikle Elveda Rumeli'deki aile ilişkileri içime işliyor. Sütçü Ramiz'in kızlarıyla kurduğu samimi, mesafesiz ilişki, kendi babamı hatırlatıyor belki de... Bu yüzden de çok kızıyorum Ramiz'e son iki haftadır. Zarife'yi öldü kabul etmesini bir türlü yediremiyorum. Ve ciddi ciddi bozuluyorum. Oysa ki dizi bundan tam tamına 112 yıl öncede geçiyor. Düşünsenize günümüzde bile kızları istemedikleri biriyle evlendi diye kızıyla küsen babalar var. Daha geçtiğimiz günlerde taksi şoförü evlenmeye karar veren üniversite kızını vurmadı mı babası? Hem de düğüne iki gün kala... Yani 112 yılda aslında çok da değişememişiz. Bu arada 'Elveda Rumeli'de en çok güldüğüm anlar Nevreste'nin olduğu sahneler... 'Hayat Bilgisi'nin Barbie'sinin bu kadar iyi bir oyuncu olduğunu nereden bilebilirdik? Orada sıradan bir liseli kızı oynuyordu. Ve öyle çok da öne çıkmış bir hali yoktu. Daha sonra oynadığı 'Aşk Kapıyı Çalınca'da da durum farklı değildi. Ancak İpek Erdem, 'Elveda Rumeli'de gerçekten şahane... Vallahi ben Nevreste ve Namık'ı izlemeye doyamıyorum.