Sanırım Şampiyonlar Ligi, Şampiyonlar Ligi olalı böyle bir maç görmemiştir. Daha 22 dakikada 4-5 tane net pozisyon vardı.
Bu elbette iki takım için de geçerli.... Daha ilk dakikalarda Uğur Boral'ın kaçırdığı net gol pozisyonundan sonra ilginç bir maç seyretmeye başladık. Her iki takım da açık futbolu tercih ettiği için skorun ne olacağı hakkında tahmin yürütmek zor oluyordu...
Aragones, Maldonado'yu sağ açık oynatırken aslında bir şaşırtma yapmak istedi. Çünkü asıl niyeti Gökhan Gönül'ü açık gibi oynatıp onun gittiği anlarda Maldonado'yu geride garanti olarak bırakmaktı.
Bunları yaşadık. Maldonado geride kalırken Gökhan çok orta yaptı. Sol kanatta da Uğur Boral'ı kullanmak istedi. Uğur da birşeyler yapmak isteyen futbolcu... Pozisyona giriyor, topla üstlerine gidiyor ama kimseye yaranamıyor. Ve genel de de ıslıklanıyor.
Aslında bu sene arkasında oynayan Roberto Carlos'un hiç birşey yapamadığını hiç kimse görmüyor.
Arsene Wenger herhalde Fenerbahçe'nin Kayserispor ve Kocaelispor ile oynanan son iki maçı iyi şekilde etüd etmiş. Fenerbahçe o maçlarda 6 gol yemişti. Ve bu gollerin hemen hemen hepsi aynı kalıpta çıkmış gibiydi.
Maalesef Lugano ve Edu arasına atılan bütün toplar tehlike yarattı. Koskoca Arsenal takımı bile bu kadar kolay goller bulduğuna şaşırmıştır.
Benim şaşırdığım ise Fener'in bu kadar kolay golleri nasıl kaçırdığı... İlk 45 dakikanın normalde 4-4 yada 5-5 berabare bitmesi bekleniyordu.
Ama ne yazık ki takımımız 3-1 gibi çok kötü bir skorla içeri girdi.
***
İkinci 45 dakikada Wenger daha temkinli davrandı. Fenerbahçe'yi ilk devrede verdiği net pozisyonları vermemek için sistemini de değiştirdi.
Gerçekten de Fenerbahçe ilk 45 dakikada bulduğu pozisyonları ikinci yarıda o kadar kolay bulamadı. Aradaki güç farkı sonradan ortaya çıkmaya başladı. Şimdi sorulacak soru şu:
"Geçen sezon bu güç farkı ne Inter, ne Sevilla, ne de Chelsea'nin karşısında ortaya çıkmıyordu. Şimdi neden var?" Bunu da artık Zico'ya kötü gözle bakanlar düşünsünler.
Geçen sene Inter'e Şükrü Saracoğlu'nu dar edenlerin 8 tanesi dün akşam sahadaydı.
Aynı şekilde o isimler Sevilla ve Chelsea'ye sahayı dar etmişlerdi. Peki neden ezilmeyi kabul ediyorlar. Onu da galiba Aragones'e sormak zorundayım.
Sonuçta Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nde bir üst tura çıkmayı unutup UEFA'ya gitme yollarını aramalı.
Ne de olsa final Kadıköy'de oynanacak ve ocak ayında da transfer yapma olanağı var.
Tabi bu arada gönderilmesi gereken teknik adam da unutulmamalı...
Şili Milli Takımı'nın kaptanı hayatı boyunca sağ bek oynamamış ama sevgili Luis Aragones bunu da keşfetti.
Helal olsun demekten başka bir şey yok.