Fenerbahçe bu sene her zaman söylediğimiz gibi hücumda çoğalma prensibini tamamen unutmuş bir takım görüntüsü çiziyor. Eskiden Anadolu takımlarının Fener'e karşı oynadğı futbolu şimdi Fenerbahçe, Anadolu takımlarına karşı oynuyor. Bulunan pozisyonlar ya ölü vuruşlardan ya da kontra ataklardan geliyor. Selçuk'un Alex'in kornerinden gelen topa vurduğu kafayla attığı golden önce Sivas'ın 2, Fener'in de Güiza ile direkten dönen topları var. Alex, olmazsa Fener'de de çok şeyler eksik oluyor. Dün Alex tamamen idare eden bir hava içindeydi. O yüzden takımın hücum gücü azaldı. Her şeye rağmen ilk devre 1-0'lık skorla soyunma odasına gitmek büyük avantajdı. 2. devre Aragones, bence yanlış bir değişiklikle takımını sahaya çıkardı. F.Bahçe'nin orta sahanın göbeğindeki ikilisi (Selçuk ve Maldonado) ofansa hiç bir destek vermedikleri gibi rakibin gelen ataklarını kesmede de yetersizlerdi. Sivas forvetleri ve orta sahası elini kolunu sallaya sallaya belki 10 tane pozisyona girdiler. Yenilen 2. golde de Sezer şut atıyor önünde bir Allah'ın kulu yok. Hem çift ön libero oynatıyorsun hem de bunları yaşıyorsun. Aragones Emre'yi çıkartıp Uğur'u alacağına gol atmasına rağmen sahanın en kötüsü olan Selçuk'u alıp Emre'yi o bölgeye sürse orta saha belki işlerlik kazanırdı. İkinci 45 dakikada sahanın tek hakimi Sivasspor'du. Hak ettiği bir galibiyet aldı. Alex'in karşı karşıya kaldığı pozisyondaki vuruşu gol olsa Fenerbahçe belki kazanabilir ve Aragones de kendini kandırmaya devam edebilirdi. F.Bahçe'de bu futbolu ve bu sistemi artık masaya yatırılmalı. Gerçekler ortada Sezon başından beri 90 dakika iyi top oynayan, rakibini boğan bir Fenerbahçe göremedik. 5 maçta 15 puan beklenirken alınan 6 puan ve Avrupa'daki Porto mağlubiyetinden sonra "Aragones nereye?" diye sormamız gerekir.