Avrupa'dan beklenmedik bir şekilde elenmenin ardından teknik direktör değişikliğine giden Beşiktaş, yeni hocasıyla çıktığı ilk karşılaşmayı net bir skorla kazanmanın keyfini yaşadı. Karşılaşmaya oldukça hızlı başlayan Beşiktaş, maçın hemen başında Nobre, Holosko ve Tello organizasyonundan bulunan golle rahatlayıp oyuna ağırlığını koydu. Daha sonra duran toptan Sivok'la ve akabinde Tello-Mert Nobre paslaşmasından Mert Nobre'nin bitiriciliğiyle gelen goller Siyah-Beyazlılar'ın Ankara'da işini iyice kolaylaştırdı. Defans bloğunda İbrahim Toraman, Zapotocny ikilisinin hemen önende Tomas Sivok'la oyunu kontrol etme anlayışı taktik anlamda en önemli değişiklikti. Bu değişiklik maçın ilk bölümünde ofansif futbol adına müthiş katkı sağladı. Zaman zaman Tomas Sivok zaman zaman da Tomas Zapotocny geriden oyuna katılarak etkili oldular. İbrahimler uzun zamandır oynamalarının acısını çıkarırcasına istekli ve diri oyunlarıyla alkış aldılar. Serdar Kurtuluş sağ kulvarda yapmadığı kadar ofansif anlamda katkı sağlamaya çalıştı. Bu da Serdar ve Beşiktaş adına önemli bir artıydı. Orta sahada Cisse'nin biraz kıpırdanması, Tello'nun haftalardır silik görüntüsünden arınmış, istekli ve arzulu oyunu Beşiktaş adına olumlu gelişmelerdi. Delgado'nun etkili toplar atmasına rağmen sezon başındaki görüntüsünden uzak oluşu düşündürücüydü. Nobre'nin çalışkan ve mücadeleci oyununa Holosko'nun bir türlü ayak uyduramaması tek sorunu teşkil etti. İktinci yarı oyuna daha baskılı başlayan Gençlerbirliği Burhan, Mustafa ve Engin'in bireysel çabalarıyla pozisyonlar buldu. Bu baskı penaltı ve golle noktalanmasına rağmen devamını gelmedi. Oyunu ikinci yarı daha çok kontrol etmeye çalışan Beşiktaş takımı istediği skoru ve puanı alarak yoluna devam etti. Özellikle Mustafa hoca ile çıkılan ilk maçta ilk bölümde ortaya konulan iyi futbol gelecek adına yüreklere su serpti. 1 haftalık süreçte değişen sadece var olan potansiyelin ortaya çıkarılmasıydı. Bu da Mustafa Denizli'nin farkıydı.