Genç adam anlatıyor. Gözümüzün içine baka baka ve belli ki iyi niyetle sunuyor bilgilerini bize: - Şimdi şu girişte gördüğünüz 2 oda aslında oda değil.
* Nedir peki? - Burası önceden 2 ayrı dükkanmış. Evle alakasız 2 dükkan. Burası konsolosluk arazisi ve bu ev de müze haline gelince dükkan olan bölümleri de eve kattık.
* Peki bu giriş odalarda bulunan eşyalar ne? - Öyle bir iki şeyle süsledik.
* Duvarlarda Yeni Asır Gazetesi'nin çok eski nüshalarının fotokopileri var ama... - Gazete ilk Selânik'te kurulup basılmış ya o nedenle...
* !!!!!!!
AYNISININ TIPKISI Sonra bir kat yukarı çıkıyoruz. Sofa, kenarda diğer odalar, mutfak - Bakın bu odada bulunan yatak takımı o dönemde kullanılan tipe uygun olarak bulunup konmuştur. Zübeyde Hanım'ın yatak odası böyleymiş yani.
* Rahle ve Kuran-ı Kerim var? - Mütedeyyin bir insanmış Zübeyde Hanım. O nedenle bunlar da konulmuş.
* Orijinal mi anlamında sordum. - Hayır, ama o dönemdeki rahleler böyleymiş.
* Çocukken geldiğimden azıcık hatırlıyorum. Şu orata konan camekanların içinde kitapları da vardı Gazi'nin? - Onlar diğer Atatürk müzelerine gönderildi.
* Şu oda misafir odası mı? Oturma takımı tertemiz. - Onlar da Zübeyde Hanım'ın vefat ettiği sırada kullandığı oturma takımı
* Yani bu evin otantik takımı değil. - Değil Savaş Bey.
* Mutfaktaki kap kacak, kepçe kaşık, yerdeki yolluk, kilim, duvardaki şu bu, iç odadaki masa takımı, dolaplı çekmeceli ayna, mangal, pencerenin pervazı, perdeler, kapı tokmakları falan orijinal mi? - Değil ama mümkün olduğunca aslına benzer olanları toplamaya çalışmışlar.
* Şurada anı defterinin açıldığı odada duran bir duvar saati var. - Evet. Hem de 9'u 5 geçe durmuş halde duruyor
* O da aslına yakın bir benzer mi? - Hayır, o gerçek.
* Nihayet. Çok şükür. - Onu da Dolmabahçe'den getirdik.
* !!!!!!! - Vefat ettiği anda başucunda asılı duran saat bu saat işte!
YARIM BİLGİLİ DEĞİL Terbiyesizlik olmasın diye gık etmeyip sıkıyorum dişimi. Neredeyse orijinal olan tek şey saat, onu da esas durması gereken yerden, Dolmabahçe'den getirip Selânik'teki eve asmışlar. Hatırlayamıyorum, Ata'mızın vefat ettiği odada, yatağın başucunda bir saat var mıydı yok muydu? Varsa o sahte (niye peki), yoksa niye orada değil de burada peki? Şimdi bana kızanlar, "bir yarım bilgili rehberin ya da görevlinin ağzından çıkanları buraya niye yazdın?" diyenler olabilir. İyi de bunları anlatan rehber ya da müze görevlisi değil Selanik bizzat Selânik Konsolos yardımcımız Sezai Tolga Şimşir Bey.