Ulu Önder Atatürk'ün Selanik'teki evini gezen Savaş Ay, birçok eşyanın sahte olduğunu öğrendi. Gerçek eşyalardan birinin 'saati' olduğunun söylenmesi akılları daha da karıştırdı. Eğer bu doğruysa Dolmabahçe'deki gerçek bildiğimiz Ata'nın saati sahte!
***
Pembe boyalı ev
Muhteşem, inanılmaz, harika... Ne dersen de işte oradayız... Atatürk'ümüzün doğduğu, 'pembe boyalı' o evdeyiz işte....
Atatürk'ün Selânik'te doğduğu eve ilk gidişim 1963 yılındaydı. Daha 9 yaşında bir ilkokul 3 talebesiyim, anam babam ve dedem turne icabı Yunanistan'a giderken beni de kol sepeti etmişler. Rahmetli dedem Çamur Şevket manav bir adam. Onun turneye katılma sebebi sanat icra edeceğinden değil, pasaportunun getireceği 300 kayme permi avantasından dolayı. 2 aya yakındır Yunan ellerindeyiz. İskeçe, Kavala, Sarışaban falan diye döne dolaşa Selânik'e gelip konuşlanmışız. İlk günlerin cafcafı bitiyor, yeknesaklık başlıyor ve sıkılıyor ben küçük çocuk.
Kim akıl ettiyse sağ ola
Ebeveynlerim provada, ben dedemle sokak gezilerinde dolaş dolaş sulhum tükenmiş artık. Kim akıl ediyorsa iyi ediyor, "Atatürk'ün evine gitsenize" diyor. Konuşulması bile heyecandan dilimi kurutuyor heyooo. Muhteşem, inanılmaz, harika, mucize ne dersen de işte oradayız. Atatürk'ümüzün doğduğu, öğretmenlerin, kitapların, hikayelerin "pembe boyalı" diye bahsettiği o ev aha da burada. Kapısında biz, az sonra içeri girip gezen, dolaşan, sevindirik olanı, gözlerine inanamayan yine biz. Okullar açıldığında duyulmuş müdür ve öğretmenlere ayrı, bayrak töreninde toplanan tüm öğrencilere ayrı ayrı anlattırdılar ve acayip "statü" kazanmamı sağladılar diyeyim anlayın işin cüssesini.
Öfkeliyim ve sitemli Aradan şunca on yıllar geçiyor. Yine hayallerimi süslüyor aynı mekan. "Bu defa aklı başında, bilinçli, bilgili olaraktan gideyim oraya keşke" diyorum nicedir. Ve sonunda geçtiğimiz bayram gerçekleşiyor büyük hayalim. İşte o zaman anlıyorum ki o laf çoook doğru bir laf. "Bir hayalin gerçekleşmesi kadar hayal kırıcı ne olabilir?" Pişmanım, huzursuzum, rahatsızım, öfkeliyim, sitemliyiz, sıkkınım, bıkkınım, aldatılmışım. Hangi öküzün altında hangi buzağıyı arayan olur bilmem ama kuracağım cümleler tamamen içten, sahici ve hüzne bulaşmış duygu taşıyıcılarıdır.