Uzun bayram tatilinde çoğu ahali Bodrum'a aktı. İyi de ben zaten uzun zamandır oradaydım. "Hayatımda bi şeyler değişsin" istedim... İstanbul- Selanik arası gidip gelen 'Dostluk Treni'ni pek övdüler diye ona meyillendim. Ucuz, konforlu ve pek yararlı bir gezi taşıtı valla.
- Bana tren desene! - Tireeen... - Öpsün seni Zeki Müren! Küçükken trenlerle ilgili tek muhabbetim yukarıdaki bu masum 'dedim-dedi' oyunundan ibaretti. Sonraları serazat yıllar geldi. 20'li yaşlarımın her basamağına ayrı ayrı bezenmiş tren maceralarım başladı. Talebe bütçesi, esrik kafa, tükenmeyen enerji, merak, sırt çantası, uyku tulumu, serseri ruh halleri ve ille de özenti pohpohuyla raylar üzerinde epey devrialem yaptım 'Avrupa'da. Akabinde gazetecilik icabı Orient Ekspres'e de kısa konukluğum oldu, menzili Baykal Gölü kıyısında, İrkuts kentte biten 'Sibirya Ekispiresi'ne de. Memleket dahilinde Siirt Kurtalan'a, İslahiye'ye, Adana'ya filan foto safari seferlerimi de sayarsak aşina sayılabilirim demiryolu maceralarına. Lakin aradan amma uzun zaman geçti ve yine trene bilet aldım heyoo.
DİREKMAN SİRKECİ Bu defa sebebi seyahatim yarı iş, yarı popo gezdirme. Uzun bayram tatilinde çoğu ahali Bodrum'a aktı ama ben zaten uzun zamandır orada olduğumdan 'hayatımda bi şeyler değişsin' istedim. İstanbul- Selanik arası gidip gelen 'Dostluk Treni'ni pek övdüler diye ona meyillendim. Nasıl valiz yaptığımı, anamla helalleşmemi, evden çıkışımı, anlatacak değilim. Direkman Sirkeci Garı'ndan başlamak daha iyi. O zaman dinleyin bakalım vay başıma neler gelmiş he he heee!...