Sarı lira, mor lira... Varlığı bir dert, yokluğu yara! Kimi zaman mutluluk, kimi zaman ise dertten başka bir şey getirmeyen paranın bir amaç değil araç olması gerektiğine inanılsa da dünyada pek çok çark, bu araç için dönüyor. Tarihte ilk kez Likyalılar tarafından kullanılan, kumaştan altına pek çok madde kullanılarak yapılan paranın, Türkler'le Anadolu coğrafyasındaki serüveni ise oldukça iniş çıkışlı...
Nereden nereye?...
Bir zamanlar dünyanın en büyük darphanesine sahip olan; Bursa, Edirne, Amasya, Erzurum, Konya, İzmir, Serez, Sofya, Şam, Bağdat, Tiflis, Mısır, Tunus ve Cezayir gibi kendi topraklarında bulunan pek çok merkezde para basan Türkler, gün geldi parasını başka ülkelerde bastırdı... Önceleri 'Kaime' de denilen Lira'nın tarihi, Sultan Abdülmecid döneminde başladı. İlk Lira 5 Ocak 1843'te 'Osmanlı Lirası'' adıyla basıldı. Kağıt para basılmadan önce kullanılan Osmanlı altın parasına da 'Sarı Lira' denirdi. Cumhuriyet'in ilanından sonra Ocak 1926'da çıkarılan kanunla, Osmanlı paralarının yerini almak üzere yeni kağıt para bastırılması kararlaştırıldı. Londra'da bastırılan 1, 5, 10, 100, 500 ve 1000 TL değerindeki kağıt paralar, 5 Aralık 1927'den itibaren eskileriyle değiştirilmeye başlandı.