"Sadelik ve içtenlik. 'Başkasına yazdırılmış bir aşk mektubu ne kadar içten olabilir?' diye sorabilirsiniz; ama 'içtenlik' demek, 'ağzından çıktığı gibi' demek değil, o içtenliğe ulaşmak ancak üzerinde çalışılmış bir dille mümkün oluyor. Öte yandan insanlar 'aşk mektubu' lafının altında o kadar eziliyor ki, olmadık şairaneliklere başvurmak zorunda hissediyorlar kendilerini. Dolayısıyla içtenlikten iyice uzağa düşüyorlar. Şişirmeden, edebiyat parçalamadan, sahici bir şeylere dokunarak, karşınızdakinin de paylaştığı anlardan yola çıkarak yazılmalı aşk mektubu."