Danıştay 5. Dairesi devletin ödemek zorunda kaldığı tazminatları hatalı işlemleri yapan görevlilerden alması gerektiğine karar verdi. Şimdi bu kararın etkileri tartışılıyor. Bir görüşe göre, bu karardan sonra kamu görevlileri sorumlu olmamak için iş yapmazlar. Diğer bir görüşe göre de 'karar bürokratları hizaya sokacak'. Ne taraftan bakarsanız bakın her iki görüş de uçlarda geziyor. Önce ilk teze bakalım: Kamu görevlileri sorumlu olmamak için iş yapmayacaklar ise o koltuklarda ne işleri var? İş yapmak niyetinde ve isteğinde olmayan insanın, iş yapılması gereken makamda durmaması, derhal boşaltması gerekir. Aksi halde vicdani sorumluluğu bir tarafa, bu defa da iş yapmayıp devletin çalışmasını engellediği için sorumlu olur.
Keyfiuygulamalaroluyor Kararın, bürokratları ya da kamu görevlilerini hizaya sokacağı düşüncesi de çok uç ve sanki içinde öç alma hırsı bulunan bir durumun ifadesi. Ama devlet yetkisini kullanan kişilerin kendileri ile devleti birbirine karıştırdıkları çok sık yaşanan bir durum. Bu karıştırma hatası da devletten hesap sorulamayacağı, ya da devletin dokunulmaz olduğu kanı ve sanısına yol açıyor. Keyfi uygulamalar doğuyor. İnsanlar bir konuma talip olurken o işi yapıp yapamayacaklarına mı bakıyorlar yoksa o konumun yetkilerinin çevrelerinde yaratacağı etkiye mi? Bu soruya verilecek yanıt önemli. İnsanlar yaptıkları hatalı işlerden doğacak tazminatı kendileri ödemek zorunda kalırlarsa herkes yapabileceği konuma, makama talip olur. Makamların havasına değil. Yoksa yetersiz kişi makamda oturur. Yanlış, keyfi iş yapar veya iş yapmaz vatandaşa zarar verir. Tazminatı da devlet öder. Ona bir şey olmaz. Makamlarda hep yetersiz, hatta bazen cehaletin cesaret ve umursamazlığı ile keyfiliği kendi hakkı gören insanlar oturabilir. Örneğin, bir belediye başkanı belediyeye iş yapan müteahhide işin şartnamesi dışında şeyler isteyip, "yapmazsan paranı ödemem, batırırım seni" diyememelidir. Adamın parasını zamanında ödemezse kendi cebinden tazminat ödemelidir. O zaman devlet de iyi işler, hukuk da. Saygınlıklar artar.