Geçtiğimiz iki hafta Amerika'da ortaya çıkan krizi konuştuk.
Artık eskisi gibi "Orada yaşananlardan bize ne" diyemiyoruz.
Dünya küçüldü. Sermaye o kadar hızlı hareket ediyor ki okyanus ötesinde yaşanan bir dalga hemen hepimizi etkiliyor.
Krizin bizim ekonomik yapımızı çok etkilemeyeceğini en yetkili ağızlardan duyuyoruz. Ekonomi çevrelerinde de bir panik havası yok. Tedbirlerle bu işi atlatabileceğimiz ama eskisi kadar rahat olmamamız gerektiği söyleniyor.
DAYANIŞMA ÖRNEĞİ Özellikle 2001 yılında yaşadığımız ve ardından edindiğimiz tecrübe bizi ayakta tutuyor. Ben bugün bayram da olması vesilesiyle işin biraz sosyal yönüne değinmek istedim.
ABD'deki kriz şimdilik reel sektöre ve dahası halka ulaşmadı.
Ama yakında oraya da geleceği söyleniyor. Geçtiğimiz günlerde ABD'de bir kasırga meydana geldi. Evler yıkıldı, insanlar sokakta kaldı. TV'deki görüntüleri izlerken dikkatimi çekti. İnsanlar yapayalnızdı. Kimse kimseye destek olmuyor, herkes kendisini kurtarmaya bakıyordu.
2001'deki ekonomik krizde yaşananları düşünün. Aileler birbirine sahip çıktı. Komşular işsiz kalan komşuyu destekledi. Parası olan arkadaşına borç verdi.
Sosyal yapımız bizi zorluklara karşı güçlendirdi. Yine Marmara depreminde benzer dayanışma örnekleri gösterdik. Anlaşılıyor ki Türk insanının sosyal yapısı da kriz karşısında en büyük güvencemiz.
Elbette ekonomik tedbirleri alacağız ama bu güvenceyi de göz ardı etmeyelim.
BAYRAMI DEĞERLENDİRİN Söz dayanışmadan açılmışken bayramda çocuklar sevindirilmeli, Ziyaret bekleyen büyükler unutulmamalı, mezarlıklar ihmal edilmemeli.
Bizim güvencemiz dediğimiz sosyal yapımızı, eşsiz örf ve adetlerimizi nesilden nesile aktararak canlı tutmamız gerekiyor. Kimseniz yoksa Darülaceze sizi bekliyor.